23 Mayıs 2011 Pazartesi

Oradaydık: Black Heart Procession


Seyircinin sahne dışıyla imtihanı  

Bir yıllık aradan sonra konser vermek için Ghetto'ya gelen Black Heart Procession'ın performansı üzerine konuşmak performans dışında kalan etkenlerden bahsederek mümkün olabiliyor.

Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutladığı bir gecenin konser tarihi olarak seçilmesi yanlış değil. Neticede ne futbol ne de diğer etkinlikler birbirlerinin takvimine ayak uydurmadıkları için bugün ilişkiler üzerine sit-com'lar çekilebiliyor. Ancak yanlışlık Black Heart Procession gibi düşük desibel üzerinden rengini ve tavrını ortaya koyan bir grubun tam da böylesi bir güne denk getirilmesinde.

Saat 10'da başlaması gereken konserin 11'de başlaması bu coğrafyada Teoman konserlerinden aşina olduğumuz bir durum. Ancak yaklaşık 40 kişiden oluşan bir seyirci grubunu bekletmenin 1000 kişiyi bekletmekten daha az ayıp olacağı düşüncesiyle, konu hakkında hiçbir açıklama yapma zahmetine girilmemesi şaşırtıcıydı. Zira sahnenin önüne yaslandığınız dakikada yanınızda belirebilen "Yalnız sahneye yaslanmıyoruz" abiler bu konu hakkında bir açıklama yapmak için de fazlaca vakit sahibi görünüyorlardı.

Konserin başlaması ile beraber bitmesi de bir oldu. Verilen 15 dakikalık bir ara ile beraber toplamda 1 saat 20 dakikalık bir performans izledik. Performans kötü değildi. Dışardan gelen korna seslerinin şarkılara farklı bir hava verdiği ve bazılarına "şehrin umursamazlığı içerisinde yalnız başına acı çekme" hissini de vermekte başarılı olmuş kanaatine varabiliriz. Çünkü dışarıdaki eğlencenin içeriye yansıması o kadar kuvvetliydi ki, bir noktadan sonra bunun da bir çeşit sahne şovu olacağını düşünülebilirdi.

Sahne şovu demişken, seyirciden kaynaklanan problemlerin sadece içki içen erkekler olduğu yanılgısını kıran mükemmel bir manzara da yaşandı. Black Heart Procession'ın performansını izlemek için seyirciler arasında yerini almış bir kadının bir anda şarkıların başlaması ile beraber hıçkırarak ağlaması hoş bir sahne şovuydu. Daha sonra ne yazık ki öğrendik ki kadının tuvalette ağlamak yerine inatla bulunduğu yerde durması onun sahne şovuna katkı sunan birisi değil düpedüz saygısız olmasından kaynaklanıyormuş.  Okurlarımıza konserlere gittiklerinde kahkahayla güldükleri takdirde kendilerini uyaran tiplere gülmenin de ağlamak kadar insanlık hali olduğunu bu örnekle birlikte açıklamalarını tavsiye ederiz.


Sahnedeki performans gerçekten düzdü. Grubu sevenlerin memnun kalacağı, hiç dinlememişlerin şaşıracağı, sevmeyenlerin sevmeyeceği o standart konserlerden birisiydi. Sahne dışında kalan kısımsa çok nadir karşılaşılacak bir manzaraydı. Bu manzara: dışarıda korna sesleri ve kahkahalarla eğlenen insanlara inat bir araya gelmiş 40 kadar kişinin ağlayan bir kadın ve sabırla imtihanıydı.

Fenerbahçe'nin şampiyonluk coşkusunu üzerinden atamadan konsere gelmiş insanlar için bu imtihan biraz daha zordu zira denizi terk eden bir balık olmak ancak bu kadar mümkün olabilirdi.
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa