15 Şubat 2012 Çarşamba

Threesome: Gülse Birsel (I)

Dikkat! Kadın Geliyor.



Gülse Birsel üzerine konuşmaya çalışırken "Türkiye'de kadın olmak" tadını yakalamamak imkansız. Türkiye'de kadının televizyondaki rolü uzunca bir süre ya erkekleşmiş bir anchorwoman ya da çok çiğ bir cinselliği sunan kadındı. Gülse Birsel televizyonlarda hep erkeğe atfedilen "kıvrak zeka"yı ilk defa bir kadında vücuda getirdi. 


ATV'de sunumunu ve metin yazarlığını üstlendiği GAG format olarak ilk olmasa da üslup bakımından çok yenilikçiydi. Her şeyden önce belki de ilk defa program sunucusu kadın "kot pantolon" giyiyordu. Kot pantolonun taşıdığı anlam malum: cinselliği ile ön plana çıkmayan kadın. Gülse Birsel sadece bu yönüyle bile televizyondaki kadını bambaşka bir şekle soktu. Telefonla yayına bağlanan izleyicilerin kamerayı sunucu kadınların üzerinde gezdirdiği ucube formatlı "İyi Geceler Öpücüğü"nün rating rekorlarına koştuğu bir ülkede Gülse Birsel, medya-reklam üzerine son derece kısıtlı da olsa yorum-eleştiri getiren kadın olmayı başarmıştı. Teşbihte hata olmaz; Gülse Birsel, Okan Bayülgen'in kadın versiyonuydu.



GAG'ı takip eden "Ciddiyim" serisi ile beraber Gülse Birsel her ne kadar televizyon programının promosyonu gibi görünse de aslında "Aşk"a kelepçelenmiş kadın yazar temasını değiştiriyordu. Sadece şiir, sadece cinsel özgürlüğü kazanma öyküsü, sadece çiğ erotizm anlatmaya mahkum edilmiş kadın yazar kimliğini, Gülse Birsel kabul etmiyordu. Gülse Birsel inadına "Kıvrak Zeka" kulvarında ilerliyordu.

Gülse Birsel'in hikayesi "Türkiye'de kadın olmak" başlığı altında artık söylendikçe işin ciddiyetini yok eden, tekrarlandıkça önemsizleştirilen "Kadın Sorunları"ndan bağımsız bir hikaye. Bu hikayede Gülse Birsel'in yaptığı fauller, hatalı hamleler elbette ki var. Çünkü zaten Türkiye, Okan Bayülgen'in işlevselliğini de tartışmalı. Ancak Gülse Birsel'in, Okan Bayülgen'i model almadan belirlediği portresindeki tüm kusurlara rağmen şunu söylemek mümkün: Gülse Birsel, Türkiye'ye kadının ofsayttan anladığını gösteren isim oldu. 


Nil Karaibrahimgil'in elde etmek için çaba gösterdiği hatta yeri geldiğinde çırpındığı temsiliyet iddiasını Gülse Birsel hiçbir zaman taşımadı. Bunun için siyaset gütmedi. "Çocuk da yaparım, kariyer de" aşılaması, Duygu Asena feminizminden bağımsız, kendi kimliğini inşaa etmekle yetindi. Bu bakımdan profesyonel kimdir denilirse bu sorunun cevabı Nil Karaibrahimgil değil, Gülse Birsel'dir.      
Share This
Subscribe Here

1 yorum:

reyhane on 15/2/12 10:27 ÖS dedi ki...

Sonuna kadar katılıyorum,çok haklısınız.

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa