18 Ağustos 2009 Salı

Müziğin Son İsa'sı

Müzik dünyası bir efsaneyi kaybetti. Evet, çok üzüldük. Blogumuzda yaptığımız “Michael Jackson'dan sonra kimin ölümü sizi en çok üzer?” sorusunun cevabını arayan anketimizde “MJ'ler kolay yetişmiyor” şıkkının en yüksek oyu alması sonucunda emin olduk ki gidişinin ardından açılan boşluk kolay kapanmayacak.

Peki neden? Evet, çok iyi bir şarkıcıydı, müthiş bir yorumu vardı. Eşi benzeri görülmemiş dansıyla sahnede bambaşka biri oluyordu. Çok iyi babaydı. Herkese iyi davranıyordu, bağışlarda bulunuyordu... Gideni nasıl bilirdik, iyi bilirdik! Hayır! Ölümünden önceki gün öleceğinden bihaber insanlara anket yapılsaydı muhtemelen kendisinin pisliğe batmış bir insan olarak tanımlayanların sayısı oldukça yüksek olacaktı. “Şöhret insanı nasıl da değiştiriyor görüyor musunuz?” ile başlayan ve sonu gelemyecek muhabbetlere iyi örnek olurdu Michael Jackson. Tam bir sansasyon adamıydı. Doğumundan itibaren kötü bir özel hayat geçirmişti. Babasından dayak yiyordu. Sonra keşfedildi, türlü başarılar yakaladı. Bu sırada beyazlaşmaya başladı. Bu durumu hakkında sürekli garip hikayeler çıkıyordu. Yok aslında hasta olduğu için beyazlaşmaya başlamıştı, yok artık burnu yoktu da bu yüzden takma burun kullanıyordu.Yüzlerce estetik ameliyatı sonrasında artık cildi şeffaf hale gelmişmişti. Yaşı arttıkça iyice tuhaflaşmıştı, balkonlardan bebek sallıyordu, pedofili damgası yemişti. Normal olanlar için fazla tüm bunlar, bu adam normal değildi.

Şimdi içimiz yanıyor. Bütün dünya, hafızasını yitirmiş misali gözyaşı döküyor. Ondan daha iyisinin gelmeyeceğine inanıyor. İşte bu, ancak efsane olanın ölümünün ardından olabilecek bir şey. Tüm bunların farkında olan ekibimiz biraz daha fazla üzüldü MJ'in zamansız ölümüne. Üç ay kadar geç gelmiş bir ölüm ve içimizdeki ukte.

Dergimizin son sayısında, “Müzik ve Din” dosyamızda ele aldığımız konulardan biri Müziğin İsaları'ydı. Jimi Hendrix, Syd Barrett, John Lennon ve Elvis Presley'i anmıştık bu sayfalarda. Oysaki ne kadar da isterdik Michael Jackson'ı Müziğin İsa'sı olarak anlatmayı... Yaşamında büyük olaylara neden olan, öldükten sonra tam anlamıyla büyük kitleleri gözyaşına boğan adam.

Popüler kültürün insanları bu hale getiren bir etkisi var, evet. Şöhret mertebesine ulaşan birinin peşinden muhtemelen yüzlerce, binlerce kişi çok üzülecektir, ağlayacaktır da. Ama Michael Jackson mertebesi bambaşka bir şeymiş, onu gördük. MJ'in mucizeleri hiç bitmedi, destansı hikayeleri dilden dile dolaştı. Hikayeleri dünya turu atarken birken bin oldu. Onun peşinden gidenler ise gün gittikçe artı ve ölümüyle bütün dünya insanları haline geldi.

Merak ediyorum, acaba şimdi bütün dünyayı aynı anda “Thriller dansı”nı yaptırabilir miyiz? Pek de zor olmaz bence, siz ne dersiniz?
Share This
Subscribe Here

1 yorum:

gökçe on 23/8/09 7:28 ÖS dedi ki...

MJ'in hayattayken we are the world ya da heal the world gibi şarkılarla yapmaya çalıştığını ölümüyle çok daha hızlı başardı sanırım. bir anda milyonlar neye uğradığını şaşırdı, çünkü mj mahvolabilirdi, gırtlağına kadar borca batabilirdi, hatta çocuk istismarcısı bile olabilirdi, ama ölemezdi.
bu yüzden ölümü herkese eşsiz denebilecek bir efsaneyle aynı çağda yaşadığımızı hatırlattı.
bilmiorum neden ama böyle kişilerin ölümleri insanları varlıklarından daha fazla etkiliyor.

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa