20 Ağustos 2009 Perşembe

Oradaydık: Rock Aşkına - Tatil Aşkına / 16 Ağustos

Ege'de Bir Yaz Hikayesi 

Zeytinli'ye daha önce hiç gitmedim, dolayısıyla hiçbir açıdan karşılaştırma imkanım yok. Ama Foça'nın nev-i şahsına münhasır, mini mini ve çok güzel bir yer olduğunu söyleyebilirim. Denizi, taş evleri, yolları ve fiyatları ile tatil için çok güzel bir yer. Fiyatları uygun, insanları hoşsohbet.

Festivalin de Foça'nın yüzünü güldürdüğü bir gerçek. Foça'nın yerlisinden duyduğumuz kadarıyla geçen seneki festival de dahil Foça, Foça olalı böyle kalabalık görmemiş. Eğer gidecek olursanız Miço Bar'ı özellikle görün. Ekibiyle, dekoruyla, müziğiyle şahane. Bir başka güzellik ise özellikle İstanbullu kitle için oldukça ucuz fiyatların hüküm sürmesi olsa gerek. Aynı fiyat politikasının festival alanı içinde de geçerli olması epey yüz güldürdü.


Üç Aşk Hikayesi Daha

Yüksek Sadakat
* Her ne kadar bu aşkın içerisinde yer almasak da yaş ortalaması 15 olan yüzlerce kişi için güzel bir performans oldu. Solist değişikliğinin son zamanlarda grubun aldığı en doğru karar olduğunu teyit etmekle birlikte, kendisinin trasa tırmanarak şarkısını söylemesi de ayrıca bir hoştu. Sahnesini de yeni sesini de beğendik.

Moğollar
* Moğollar her zamanki gibi yine çok profesyonel, son derece samimi ve alabildiğine bilinçlendiriciydiler. Bir önceki günün aksine bugün biraz sarkma yaşanmıştı ve bir de yine rüzgarın azizliğinde soundcheck almaya çalışan grubu dinlemek için sabırsızlanan gençler grubu alkış ve ıslık yağmuruna tuttu. İşte o anda nesil farkı ortaya çıktı. Islıklarını sevgilerini ve hayranlıklarını bildirmek için kullanan yeni nesli bayıldığımız üstat Cahit Berkay tatlı sert çıkışarak karşıladı. "Çocuklar biz de sizinle birlikte olmak için sabırsızlanıyoruz ama hava koşulları ortada, biraz sabırlı olun lütfen, ıslığa gerek yok!" sözlerini sarf ederken, Berkay'ın zamanında geciken gruba bir hakaret niteliğinde olan ıslığın günümüze dek nasıl anlam değiştirdiğini hatırlamış olduk.

* Enka'nın başka ortaklarla birlikte termik santral kurma planlarını dile getiren ve her zamanki gibi duyarlı ve çevreci duruşlarını bozmayan grup, gençlerin tüm çalınan şarkılara hevesle ve eksiksiz iştirak etmesiyle çok duygulandı. "Her ne kadar kopup gittiğiniz söylense ve halinize dikkat çekilse de bu şarkıları ezberden söylemeniz de gösteriyor ki kimse bir yere gitmiyor, tüm rock'çılar müziğini sahiplenmeye devam ediyor. Hep buradayız değil mi arkadaşlar?" diye kalabalığa seslenen Berkay, kalabalığın çığlıklarıyla coşarak bir sonraki parçasına geçiş yaptı.

* Bir sonraki sanatçının Teoman olmasına rağmen kalabalık Moğollar'a veda etmek istemese de centilmen duruşunuı bozmayan grup sarkma yaratmak istemediklerini belirterek "Bir Şey Yapmalı" isimli parçayla konserine son verdi.

Teoman
* Beklenen performansı standart diyebileceğimiz şekilde dolduran Teoman, şarkısının sözlerini unutup zor anlar yaşadı. Ama bu minik krizi her zamanki rahat tavrıyla kapatıp, hayranlarından yardım alarak şarkısını tamamlayan şarkıcı usta tavrıyla onu her daim sevmeye hazır hayranlarının bir kez daha sempatisini kazanmış oldu.

* Dağınık ve özensiz hazırlanmış görünen bir playlistle sahne alan şarkıcının konserine damgayı konuk ettiği çellistin performansı vurdu. Selamsız sabahsız bir girişle karşımıza çıkan Teoman yine vedasız huzurlardan ayrılırken onun bıraktığı boşluğu akıl almaz bir gitar-çello atışması, akıllara zarar bir performansla fazlasıyla doldurdu.


Bir Delilik Hikayesi

Organizasyon hayatı tüm dünyada oldu bitti dağınıktır ve eksiksiz düzenlenmesi imkansızdır. Hele böylesi bir açıkhava festivalini başından sonuna götürebilmek her babayiğidin harcı olmasa gerek. İyisiyle kötüsüyle deli işi bu, canla başla bu işi bitirenlerin deli kafalarından öpüyoruz. Fakat artı-eksi listesi yapmadan da festival bahsini kapatmak mümkün değil tabii ki.

Festival alanının merkeze yakın olması, Foça'nın güzelliği, fiyatların uygunluğu, ulaşımın rahat olması çok büyük artıılarıydı Rock Tatili'nin. Ayrıca duşların yetersiz kaldığı noktada arazözlerin çıkagelmesi, vidanjörün sık ziyaretleri de hayat kurtardı. Yine de tuvaletlerin yaptığı sızıntılar ve suyun yokluğunun yarattığı sıkıntı çok büyüktü.

Foça'yı gezip görenler olarak çok küçük bir yer olduğunu anladık ama yine de festival alanının festivale uygunluğu fazlasıyla tartışılır nitelikteydi. Özellikle ana sahnenin kurulduğu burun, her yandan rüzgar alan sahne için çok yanlış bir noktaydı. Aynı şekilde tepelerde yer alan kamp alanları da rüzgarın en büyük eğlencesi oldu. Akıl almaz hızlara çıkan rüzgar gündüz bronzlaşmak isteyenlerin dostu olmuşken gece herkesin kabusu oldu.

Festivalin geneli adına bir fiyat-performans tutarlığından bahsedebiliriz. Bir başka güzel özellik ise personelin son derece cana yakın, seviyeli ve kaliteli olması idi. Ne yazık ki SOS çadırındaki ekibin tavrı için aynı bilgelikten bahsetmek mümkün olmayacak. Yardımdan çok tatile gelmiş bir tavır içinde bulundularsa da (evet bu konuda minik bir yaram var, hem de deniz kestanesi yarası...) bu geneli bağlamıyor tabii ki. En tatsız yan ise son gece kamp alanında ciddi büyüklükte bir hırsızlık olayının baş göstermesiydi. Neredeyse kamp alanının yarısının çadırlarını patlatan hırsızların toplamda ne kadar zarara yol açtıklarını bilmiyorum ama bizim çadırımızdaki maddi hasar 100 lirayı bulmakla birlikte gecenin üçünde gündüz zor toparladığımız çadırı darmadığın bulmak en fecisiydi. Yırtık çadırda rüzgar altında donarak sabahı etmekse cabası. Bu olaya profesyonellikten ve ilgiden yoksun, saçma bir fener gezintisi yapan güvenliğin tavrı da tuz biber oldu.

Kısacası gittiğimize sevindik. İyi ki yapmışlar, iyi ki gitmişiz, umarız bir dahaki seneye daha da iyisini yaparlar da mutlulukla gezinirken arada attığımız adımlarda ağzımızdan dökülen "Tanrı aşkına!" isyanı olmaz da onun yerine "Rock Aşkına - Tatil Aşkına!" olur.

Bir dahaki geziye dek, iyi seyirler efendim...


ZNS
Share This
Subscribe Here

4 yorum:

noraashira on 20/8/09 10:08 ÖÖ dedi ki...

Foça süper bir yer ama festival için pek uygun değildi, hele de İngiliz Burnu. İnsanlar Ağustosu'un ortasında dondu resmen, çadırlar uçtu, duşlar yetersiz değil yoktu resmen. Ama herşeye rağmen eğlenceliydi :) Epica ve Pentagram'ı kaçırman çok kötü olmuş, ayrıca Babazula'da çok iyiydi.

tiyatrous on 20/8/09 11:38 ÖÖ dedi ki...

Babazula'yı elde olmayan nedenlerden kaçırdım ve gerçekten üzüldüm. Alanın da festivale uygun olmadığı apaçık, çok haklısın.

Unknown on 20/8/09 12:56 ÖS dedi ki...

Benden de birkaç not:

Tek bir sahneyi bile yerleştirmenin zor olduğu bir mekanda adeta birbirinin üstüne kurulmuş iki tane sahne olması insana e bari bi tane olsaydı da ses adam gibi gelseydi dedirtiyordu. Tabi sponsorluk anlaşmalarını vs bilemeyiz.

Bi de festival alanındaki kampanyalar ve akşam pazarı mantığı inanılmazdı. Bir firmanın 25TL'lık yemek kuponuna 5 TL'lık kupon hediye etmesi üzerine sucuk ekmeğin 2,5TL'ya düşmesi süperdi.

İçinde Tuborg satılan bi festivalin kapısında pek çok bakkal fiyatından daha ucuza (2TL) Efes satılması da dikkate değerdi, tabi sebeplenmeden geçmek ayıp olurdu :)

beril on 14/10/09 4:49 ÖS dedi ki...

bi kere foçamıza laf sölemeyin bakayım begenmediyseniz gelmeyin bi daha:) şaka tabi de foça soğuktur ya hele ingiliz burnunda cok rüzgar olur bi dahaki sefere ceket veya kazak getirin yanınızda.ayrıca fiyatları da siz gelceksiniz diye arttırdı foça esnafı. gerçi size ucuz gelmiş yinede:) bu arada sadece miço değil dip bara da gitmenizi tavsiye ederim benim en sevdiğim mekan.teknik aksaklıklardan dolayı özür dileriz umarım seneye daha temiz ve daha az üşüyeceğimiz bi festival geciririz..

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa