16 Kasım 2010 Salı

Oradaydık: Vera


Yaz Rüyası’nın hemen öncesi, Peyote


Birazdan okuyacaklarınızı ve onlar aracılığıyla beni çok farklı şekillerde değerlendirebilirsiniz. “Coşkulu bir Vera dinleyicisinin övgü dolu sözleri” de “Vera tecrübesi bol birinin fikirleri” de kabulüm çünkü ikisi de en az diğeri kadar doğru. Ne var ki bu yazının arkasındaki motivasyonun ne kalbimin derinlerinde sakladığım Vera sevgisiyle ne de uğrunda saatler harcanmış derin analizleri paylaşma ihtiyacıyla alakası var. Bu sefer her şey biraz daha farklı, neden grubun kendi performansı kaynaklı. Kısacası, bu performansı yazmak zorundaydım, öbür türlüsü Vera’ya haksızlık olacaktı.

Grup geçtiğimiz Perşembe akşamı Peyote’de sahnedeydi. Konserden bir süre önce Birsan’ın gruptan ayrılacağı haberini zaten almıştık, ne var ki bas gitarın kontrolünün kime geçeceği bilgisine ulaşmamız için konser saatinin gelmesi gerekiyordu. Grubun sahnedeki yerini almasıyla o konudaki soru işaretleri de zihinlerden kalkmış oldu, zira ilk kadrodan Dünyacan Yılmaz tekrar Vera’nın bir parçası olarak tam karşımızda duruyordu.

Performansları hususunda her zamankinden çok daha iyi çaldıklarını, sololarda ağladığımızı falan iddia etmeyeceğim, hatta sahnedeyken kendilerine yapılan müdahaleler (bkz.: cover çalamayacağını sahnede cover çalarken öğrenen müzisyenin dramı) konserin sürerliğini ve akıcılık hissiyatını ciddi manada olumsuz etkiledi. Yine de söz konusu konseri yakın zamanda verdikleri konserlerden ayıran gözden kaçırması zor bir enerji kol geziyordu etrafta. Belki Dünyacan’ın tekrar bir Vera üyesi sıfatıyla ilk kez sahnede yer almasından, belki uzun bir aradan sonra ilk kez tekrar Peyote’de sahne almaktan, belki de yayınlanmasına gerçekten çok az kalmış Yaz Rüyası’nın heyecanından, çok daha enerjik ve keyifle çaldılar. Vera sahnedeyken eğlendik, onların da eğlendiklerini hissettik, hiç sahneden inmesinler istedik ama tabii bir noktada konserin de bitmesi gerekiyordu.

Ellerindeki setlistin tamamını çalamamış olmaları içimizde bir burukluk yarattı, yaratmadı değil. Yine de bu durum bizi sevdiğimiz Vera besteleriyle baş başa bıraktığı için, kurcalanmamayı hak ediyor. Sen ve Ben, Kürk Mantolu Madonna, Uykuluyken gibi Vera konserlerinin olmazsa olmazlarının yanı sıra konserin oldukça sınırlı cover kontenjanında kendine yer bulmayı başaran bir adet en keyiflisinden Toxic yorumu da dinlemiş olduk. Alıştığımızdan birkaç kat daha sert çaldıkları Vera’ya ise gecenin –en azından gecemin- ayrıca hakkında konuşulması gereken anlarından sorumlu şarkısı olarak işaret edilebilir.

Hepsini toparlayıp ana fikri doğrudan okuyucuya aktaran bir final yapmak her zaman göründüğü kadar kolay olmasa da derin bir nefes alıyor ve deniyorum: Perşembe akşamı Peyote’deki Vera deneyimi gerçekten çok –hatta belki gereğinden çok- eğlenceliydi. Gitmek, görmek, kendilerini bir de canlı dinlemek gerek.
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa