29 Kasım 2010 Pazartesi

Oradaydık: You Say Party!


Müziklerine direnmedik, dans ettik!


Kısa bir süre öncesine kadar You Say Party! We Say Die! olarak tanıdığımız lakin Nisan ayında davulcuları Devon Clifford’ın sahnede yaşamını yitirmesiyle yollarına You Say Party! olarak devam edeceklerini duyuran Kanadalı dance-punk ekibi cumartesi gecesi Bronx Pi Sahne’deydi. Sergiledikleri performansla kurtlarımızı dökmemize vesile olan topluluk harikulade bir gece yaşattı, oradaydık yazısı yazmak farz oldu.

Bu güzide enerji deposu ekip 2005 yılında müzik piyasasına merhaba dedi ve 3 adet birbirinden danslı (benzetmenin tuhaflığına takılmayın) albüm yayınladı. Geçtiğimiz sene XXXX isimli son albümlerine tesadüfi bir şekilde kulak kabartmamla ve grup adının akabinde beni gafil avlamasıyla başlayan You Say Party! maceram, kendilerini sahnede kanlı canlı izleyip bayılmamla bir süre daha devam edeceğe benziyor. Şimdi lafı daha fazla dallandırıp budaklandırmadan konser ayrıntılarına geçiyorum.


Klasik nasıl olsa duyurulan saatten daha geç çıkarlar mentalitesiyle aheste bir şekilde mekana doğru ilerlerken Stockholm Syndrome Part II’nun ortalığı inlettiğini fark ettim. Bu durum hareketlerimi hızlandırmış olsa da şarkının ancak son 20 saniyesini yakalayabildim. Geceye demoralize bir halde başlamam adına geçerli bir sebepti; kendisi canlı performansını merakla beklediklerim arasında başı çekiyordu. Şarkıyı kıl payı kaçırmış olmama üzülmeye fırsat bile olmadı zira dinleyici kitlesinin hareketsizliği, konser alanının tenhalığı ziyadesiyle şaşırmama ve dance-punk konserine gelen kitlenin durgunluğunu sorgulamama vesile oldu. Üzerime çöken şaşkınlık duygu durumunun dağılması ise grubun sıcak tavırları ve dinamik hallerinin yardımıyla belirtmeliyim ki uzun zaman almadı.


İçinde bulunulan atmosferin değişmesi hususunda vokal Becki Ninkovic’in bürünmüş olduğu tavır ve seyirciyle kurduğu diyalogun şahaneliği eminim ki ortamdaki birçok kişinin takdirini ve hayranlığını kazandı. Ekibin istisnasız her şarkıda pürüzsüz performans sergilemesi ve sevimli halleri enerjinin yükselmesinde ve insanların daha rahat hareket etmelerinde katalizör etmen oldu. Yayınlamış oldukları 3 albümden de şarkıların yer aldığı bir playlist sunan grup, şarkı aralarında sergiledikleri David Brown’u aratmayan naif ve tatlı tavırlarıyla, lokal dilde teşekkür edişleriyle kalpleri gece boyunca fethetmeye devam etti. Becki Ninkovic’in dinleyici kitlesini sahneye daha yakın durmaya davet etmesi ve ortamdaki insan sayısının da giderek artmasıyla müzik eşliğinde dans mevzusu tavan yaptı. Es geçmeyip belirtmekte fayda var; davulcularına ithafen yaktıkları kibrit içleri burktu tabii. Akabinde gelen Lonely’s Lunch performansı da “İşte bunun tam zamanıydı, enfes oldu!” dedirtti.


Geceye dair en güzel ayrıntılardan bir diğeri ise çıplak ayakları ve bütün detayları buram buram 80’ler kokan kıyafetiyle şirin vokalimizin aramıza karışıp dans etmesi oldu. Dinleyici açısından vokalle beraber şarkıya eşlik etmek ne kadar fevkaladeyse tahayyül edersiniz ki dans etmek de o kadar benzersiz bir tecrübe. Bu mevzuyu bilhassa vurgulamış olmam son zamanlarda gittiğim konserlerde yaşanan dinleyici ve grup arasındaki iletişimsizliğin bünyelerde yarattığı hayal kırıklığı ile bir hayli ilintili. Dinleyici kitlesinin arasına karışıp söylenense, grubun en cevval şarkısı olarak bilinen Monster’dı. Bu da sanıyorum ki tercih edilen şarkının isabetliliğine dair yeterli fikri vermiştir. Konser sonlarına doğru ekip yeni şarkılarını da beğeniye sunarak bizleri bir kez daha mutlu etti. İlerleyen vakitlerde duyduğunuzda yüksek ihtimal seveceksiniz, grubun kurucularından Krista Loewen’in ayrılığı görünen o ki sound bazında Kanadalı topluluğu olumsuz manada etkilememiş.

Uzun lafın kısası soğuk başlayan geceyi ateş basmış bir halde, hoplaya zıplaya tamamladık. Kapanışın The Gap gibi son derece hareketli bir şarkıyla vuku bulması “Bitmese iyiydi!” serzenişlerine zemin hazırladığı gibi “Grubun performansı tahminimden de güzeldi!” vb. sesli düşünceleri de beraberinde getirdi ve geceyi mutlu mesut noktaladık.

Tavsiyeye şayan You Say Party!’nin videosunu da ekleyelim ki bilmeyenler merhaba desin, sevip de kaçıranlar hüzünlensin.



*Fotoğraflar için Yağız Onat'a teşekkürler
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa