Hayallerle hikayelerin iç içe olduğu bir gece...
22 ve 23 Kasım'da İKSV Salon'da Kurban Bayramı tatili sonrası iş ya da okul havasından uzaklaşmamızı, sendromlarımızı kolayca atlatabilmemizi sağlayacak, bizleri birkaç saatliğine de olsa içinde bulunduğumuz durumlardan uzaklaştırabilecek bir grup vardı sahnede: Midlake.
Biz de 23 Kasım gecesi Avaz Avaz ekibi olarak Salon'un üst katında, sahneye rahatça hakim olabileceğimiz bir yere konuşlandık ve bu yeni çağ ozanlarının hikayelerini anlatmalarını bekledik bir heves.
Başlangıçta çok uzun süreli bir Midlake dinleyicisi olmadığımı itifaf etmeliyim. “Teksas’lı bir grup gencin kendi hallerinde kotardıkları bir albüm işte.” deyip geçemeyeceğimiz, olgunluk dönemine adım attıklarına, daha dingin bir havaya büründüklerine şahit olduğumuz son albümleri The Courage Of Others yayınlandığı sırada tanıştım kendileriyle. Yine de birçok hayranının katıldığı üzere, gözbebeğim Young Bride’ın da bulunduğu The Trials of Van Occupanther’e toz kondurmak mümkün değil.
Sahnedeki kişi ve enstrüman fazlalığından başım dönmedi desem yalan olur. Yedi grup elemanı, üç elektro gitar, iki klasik gitar, bir bas, klavye, iki yan flüt, davul. Açık konuşmak gerekirse konser boyunca düşündüğüm şeylerden bir tanesi bu kadar enstrüman ile nasıl bu denli yalın bir müzik sunabiliyor olduklarıydı. Enstrümanlar, grup elemanları demişken, sahnedeki yedi kişiden beşinin oduncu gömleği giymiş olmalarından bahsetmezsem içimde kalır. Adeta aynı zaman diliminde yaşamıyor gibiydik. Tim Smith dinleyicilerle diyalog görevini Eric Pulido’ya bırakmıştı, bir iki kez teşekkür etmek dışında başka bir dünyadan şarkı söylemeyi tercih etti. Açıkçası sahnede bu denli kendi hallerinde olmalarının yaptıkları müziğe artısı olduğunu, dinleyicileri havaya soktuğunu düşündüm ve kendilerini takdir ettim.
Midlake, şaşırtıcı bir şekilde memleketleri Amerika’ya göre, Avrupa’da çok daha ciddi bir hayran kitlesine sahip. Türk dinleyicileri de, birbirleriyle anlaşmışçasına huşu içerisinde, bir yandan hafifçe ritim tutarak grubu dinlediler. Grup elemanları sahneye çıktıkları andan itibaren, ikinci gece olmasına rağmen dineyicilerin en sevilen şarkılarını hep bir ağızdan mırıldanmalarına, karşılarında bu denli mutlu, huzurlu bir kitlenin bulunmasına şaşırmış görünüyorlardı. İki gün de kendilerini yalnız bırakmayan dinleyicilerine özellikle teşekkür ettikten sonra, ilgimizin kendilerini oldukça mutlu ettiğini, İstanbul’a bayıldıklarını belirttiler. Sahnenin ön kısımlarında biri İstanbul sevgileri üzerine kebap yiyip yemediklerini sordu, kebap dayediklerini, ancak İstanbul’un güzelliğinin kebaptan ibaret olamayacağını, harika bir şehirde yaşıyor olduğumuzu belirterek biz dinleyicilerin sempatisini kazandılar.
İkinci gün de ilginin fazla olması ve turun son konseri olması dolayısıyla bir ya da iki şarkı daha fazla çalmış ve aşağıdaki sırayı takip etmemiş olsalar da, çoğunlukla Acts Of Man Tour’daki setlistlerine bağlı kalan grubun neler çaldıklarına da değinelim: Children of the Grounds, Winter Dies, Young Bride, Acts of Man, Van Occupanther, The Courage of Others, Rulers, Ruling All Things, Bandits, Roscoe, Bring Down, Fortune, Core of Nature, Smaill Mountain, Head Home, Branches. Eksiğimiz ya da yanlışımız varsa affola.
Son olarak günün parçalarından biri olan Roscoe canlı performansını da sizlerle paylaşalım.
2 yorum:
bunu demezsem çatlarım:
fotoğraflar çok güzel!
teşekkürler ediyorum pek çok. :)
Yorum Gönder