10 Haziran 2011 Cuma

Densiz Öznel: Hüzün VS Neşe


Dikkat: Serdar Ortaç ilhamlı Yeni Türkü yazısı   



"Yazın gelişi Serdar Ortaç'ın yeni şarkısından belli olur" diyenlere son günlerin fırtına videosu ile selam ederim:

Serdar Ortaç'ın Bilkent Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı'nda bir dönem dirsek çürütmüş olmasının verdiği bu katkının üniversite eğitimine olan inancınızı tazelediğini biliyorum. Bu bakımdan konumuzun üniversite festivallerinin romantizme oynayanlarının vazgeçilmezi olan Yeni Türkü olmasında bir sakınca görmüyorum.

Yeni Türkü'nün "Olmasa Mektubun" şarkısının klişeleşmiş "Şarkı aslında homoseksüel bir aşka yazılmış" geyiğinin ilerisine geçemeyip "Aşk Yeniden" şarkısının her bavulu toplayanda ayrı bir anlama ve tatil hikayesine kavuşmuş olmasını irdelemek istiyorum.


Dünyanın en hüzünlü ve "fall" mevsimine uygun şarkılarını da yazabilen bir grup neden "Telli Turna" gibi şarkılarla hatırlanır? Gerçekten de insan sadece güzel şeyleri hatırlamaya mı meyillidir? "Gurbete Kaçacağım" neden Yeni Türkü'nün en çok bilinen şarkısı olamaz?


Yeni Türkü bu coğrafyada hüznün aslında sandığımız kadar rant-able bir ürün olmadığının ispatıdır. Yeni Türkü'nün hüzünlü şarkıları herkeste aynı acıyı veredururken neşelilerinin binbir farklı yorumunun olması bu iddiayı destekler niteliktedir. Last.fm'de Yeni Türkü'nün en çok dinlenen şarkılarına bu bakımdan bakmakta bir fayda var. 

Mesele "Yaz eğlencelidir öyleyse Kış bunaltır" matematiğinden biraz daha farklı gibi görünüyor. Last.fm'deki istatistiklerin ışığında tüm densizlik ve öznelliğimle söylemem gerekirse: Hiçbirimiz sandığımız kadar bunalmıyoruz ya da Türkiye'de yazlar daha uzun sürüyor. Ayrıca hüzün sandığımız kadar özgün bir davranışa ya da düşünceye bizi iteklemiyor.

"Telli Turna" dinlerken "her kafadan bir ses" oranına yaklaşan bir yorum kapasitesinden bahsetmek mümkün. Hayat içerisinde tükenmek, toplum içerisinde tükenmek, aşk içerisinde tükenmek. Bunun gibi pek çok yorumu bu şarkı için duymak mümkün. Hatta düz bir yorumla bunun çevreci bir şarkı olduğunu da söyleyebiliriz.

Ancak "Bana Bir Masal Anlat Baba"yı dinlerken nostaljiden kaynaklanan bir hüzne kapılmayıp bunun 1980'ler Türkiye'sinin bir alegorisi olduğunu düşünen varsa Süleyman Demirel'in 24 Ocak kararlarını açıklarken sıklıkla dediği gibi "beri gelsin".
  

Hüznü çağrıştıran şarkıların hepimizce tek anlamının olması bana ister istemez gündemden bir şarkıyı hatırlattı:

Acaba her şey bu kadar basit mi? Tabii ki değil. Çünkü beş parmağın beşi de bir değil.



Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa