9 Ağustos 2013 Cuma

Oradaydık: The XX

Yaşandı bitti saygısızca!

Bir süredir yaşananlar dolayısıyla konsere gitmiyoruz. İptaller konusunda gönülden hem fikir olduk ancak bu konser ile nasıl kendimize geldik, The XX nasıl iyi geldi anlatamam. Parkorman gibi bir mekanda/alanda olması da bu keyfe keyif kattı. The XX beklenenden iyiydi; hem deşarj olmanın ilk ayağı oldu hem de sahnesiyle göz kamaştırdı.



İşte konser detayları:

18:00 suları ile kapılar açıldı. Kapıdaki görevlilerin (bir anlık dalgınlığa gelmiş olsa gerek) içeride içki satışı yoktur demesi üzerine kapıdaki esnaf ağabeylerin tezgahlarında aldık soluğu. Kapıda koyulaşan sohbetler, hipster defilesi ile şenlendi. ''Ne ararsan var'' isimli hipster defilesinin en önemli parçası son zamanların modası rapçi şapkası oldu.

20:00 itibariyle artık içeriyi merak etmeye başladık. Parkorman'ın çimenlerinde gençler kızlı erkekli oturuyorlar, şakalaşıyorlar, muhabbet ediyorlardı. Bu kadar da olmaz dedik ve bir konserin olmazsa olmazı bira kuyruğuna kendimizi attık. Kuyruk sonrası modumuzu almış şekilde önlerdeki yerimize geçtik. Sahne ise On Your Horizon'dı. Evet, sahne On Your Horizon'dı. Hatta melodisiyle, enstrümanlarıyla, sahne duruşu ve tavrıyla Parkorman, On Your Horizon'dı. Sahne performanslarıyla tüm Parkorman'ı kucakladı. Güçlü kadrosuyla bünyelerdeki kir pası kökünden sildi ve The XX'e hazırladı.

22:00 itibariyle bir ışık patlaması, bir heyecan, bir coşku. İşte unutamadığım anlardan. Jamie, Oliver ve Romy sahnedeki yerlerini almış, şarkılarını çalmaya başlamışlardı. Sahnede bu kadar cool duran bir grup daha hatırlayamadım bir an. Bakışları, duruşları, sahnedeki yerleri, görüntüleri coolluktan ölüyor, öldürüyordu.

Ne var ne yok tüm şarkıları çaldılar. Konser, dolayısıyla kısa sürdü çünkü The XX'in toplamda iki albümü bulunmakta. Jamie'nin remix'leri yani şovları romantik geçen tüm anları partiye çevirdi. Kendisini bir gün tek başına bir DJ set ile dinlemek, gönülden isteklerim arasında. Duy bunları Jamie!

Işıklandırma için söylenecek söz yoktu. Özenle çalışılmış olduğu apaçık ortadaydı. Tüm illüzyonlar; teknoloji ile sanatın buluştuğu anlardandı.



Ses sistemini de tebrik etmeden geçemeyeceğim zira hem On Your Horizon'da hem de The XX'de hata ibresi sıfırı gösteriyordu. Tüm sesleri en bilinen haliyle ve olması gerektiği şekliyle Parkorman'ın dört bir yanından dinleyebildim. (Gerçekten dört bir yanı çünkü boy sorunu yine baş rolde olduğundan en iyi görüş açısını yakalamak, 7 Ağustos gecesi, yine bizim işimizdi.)

Cool duruşundan ödün vermeyen Romy bizlerin samimiyetinden cesaret almış olsa gerek, ''Merhaba'' ve ''Sağolun'' deyişiyle kalp yağmuruna tutuldu.

''Her yer Taksim, her yer direniş!'' sloganları tüm konser boyunca atmosferdeki yerini aldı, bis bekleyişlerini süsledi. Sol eller havada The XX bekledik. Tanımadığım onca arkadaşımla hem The XX için hem de direniş için aynı duyguları paylaşmak, konserin en keyifli anlarından birini oluşturdu.

The XX sahnede çok mutluydu, çok keyif aldıklarını ve yakın zamanda yeniden görüşmek istediklerini söyledi. Bizse, dinleyiciler olarak, hala şaşkın ve hala heyecanlıydık. Ne zaman sahnedelerdi neler oldu anlamadan, The XX gitmişti. Tadı gerçekten damakta kaldı. Bu karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde yollar ayrı düşerken akıllarda ''Acaba bir daha ne zaman gelirler?'' sorusu yerini çoktan almıştı.

Bir de unutmadan; teşekkürler Vodafone Istanbul Calling!



Share This
Subscribe Here

1 yorum:

Couplhet on 19/8/13 3:07 ÖS dedi ki...

çalmadıkları parçalar vardı albümlerden ve her çalmadıkları bir eksiklikti. son metroyla dönebildim eve. daha fazlasını çalamazlardı herhalde.

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa