28 Haziran 2011 Salı

Behzat Ç: Televizyonun Özür Dilemesi

 Ender gelişen Ankara atakları


Rus klasiklerinde adının sadece baş harfi yazılmış karakterler, bu romanlara yeni başlayan kişilerin kafasını kurcalayan bir sorun olmuştur. Bu durumdan dolayı oluşan meraklarını giderseler de gidermeseler de klasiklere başlayan aklı başında her 10 kişiden 11'i gibi okurlar kitaplarından memnun ayrılırlar.

TRT'de polisiye diziler üzerine yayımlanan bir belgeselde henüz belirtilmedi ancak Behzat Ç.'nin de bu klasiklere benzediği aşikar. Sadece baş karakterinin soyadını gizlediği için değil, yıllar sonra da hatırlanabilecek bir dizi olmayı daha şimdiden başarabildiği için. Saniyede onlarca yıllık birikimlerin ve kayıpların yaşandığı serbest piyasa ekonomisinde Behzat Ç.'nin şimdiden bir klasik olduğunu söyleyebiliriz.


Ankara-İstanbul kıyaslamalarında 13 Ekim 1923 tarihinde başkent ilan edildiği günden beri dayak yiyen Ankara, ilk defa İstanbul'a karşı bu kadar sağlam bir koz elde etti. Çünkü Behzat Ç kendini de tanımladığı üzere "Bir Ankara Polisiyesi" yani İstanbullu bebelerin etrafında dönen alışılagelmiş polisiyelerden değil. Polisiyenin edebiyat çevrelerince de üvey evlat olarak görüldüğünü düşünürsek Behzat Ç. bu birleşim sayesinde "atın intikamı" fıkrasında başrolü almışa benziyor. Zira Behzat Ç'de mekanımız Ankara, işimiz polisiye.



Biraz Google'ladıktan sonra hepimizin öğrenebileceği şeyleri burada sıralamak yersiz. Dizinin ezber bozduğu şekilde, dizi hakkında biraz daha farklı konulardan bahsetmek daha mantıklı olacak.

Behzat Ç, Türkiye'de ideolojik olarak güdümlenmemiş ve bu yüzden de Kurtlar Vadisi'nin peşinden sürüklenmemiş bir kitleyi kendisine bağladı. En son "Süper Baba"yla böylesine bir nüfusu kendisine kilitleyebilen televizyon, çoktan internete kaptırdığı bir kesimle arasındaki buzları nihayet Behzat Ç sayesinde eritebildi. Bu bakımdan Behzat Ç'ye, internet gençliği - televizyon kucaklaşmasının aranjörü diyebiliriz.

Okan Bayülgen istatistikten ibaret görmekte ısrar ettiği "sosyal medya" incelemelerini sürdüredursun televizyon ve internet kullanıcıları arasındaki bağı Behzat Ç, herhangi bir sosyal medya aracını ya da interneti kullanmadan kurabildi. Aslında meselenin internet ya da televizyon kuralları ile alakasız olduğunu ve içeriğin her şeyden baskın çıkabileceğinin en güzel kanıtı Behzat Ç oldu.

Dizi tanıtım için komik videolar çekmedi, ortalama biz dizinin facebook etkinliğinden daha ileriye gitmedi ama buna rağmen muazzam bir ilgiyle karşılaştı. Bunun sırrını sosyal medyada aramamak lazım. Pek çoğumuz artık derin bir nefes alabilir, uzun bir aradan sonra dünya üzerindeki bir gelişme ile sosyal medya arasında ilinti kurulmadan da izah edilebildiğini bilerek rahat uyuyabilir.

Peki Behzat Ç neden bu kadar tuttu? Aslında bunun nedenini dizi bağıra bağıra gösteriyor. Behzat Ç uzun bir aradan sonra "yerli" olabilmeyi başarmış bir dizi. Pavyonlar, minibüsler ve belediyenin sürekli reklamını yaptığı hizmetlerinin arasında yürüdüğünü unutamayanların kendini izlerken rahat hissedebileceği bir dizi söz konusu. Behzat Ç, anlamak için sık sık yabancı dizileri ve uzaktan işittiğiniz gerçekleri tekrar tekrar düşünmenizi gerektiren uyarlamalardan değil. Arada bir burnu kırılan, ayağını burkan ve ardından da sıkışık bir otobüsle okula gidenlerin dizisi. Araya yastık koyan Bihter ve Behlül'ün değil, 15 yaşında ter içerisinde yazlık sahil kentlerinde yaz aşkıyla kuytu bir köşede sevişmeye çalışan ama aynı günün akşamında annesine sırtındaki güneş yanıklarına merhem sürdürenlerin dizisi.

Bu kitle interneti konusunda da çok hassas çünkü onun sokakta, evde ve okulda kolay kolay bulamadığı kendisi gibi insanları internette bulabiliyor, takip edebiliyor. Bu kitle özgürlükleri konusunda ve kendinden olanı sahiplenmede çok istekli işte bu yüzden Behzat Ç de böylesine bir ortamda fenomen olabiliyor. Çünkü uzun bir aradan sonra bir kesim kendinden birisini televizyonda görmenin heyecanını yaşıyor. Elinden gelse diziye canlı telefon bağlantısı kurmaya kalkışacak kadar televizyona susamış bir gruba oynuyor Behzat Ç.



Bu derece bir şeylere ait olabilmiş eserlerin yeri kolay kolay değişmez. Behzat Ç sezon finalinde sadece bombalar patlatmakla kalmadı, Ezel'le birlikte bir şekilde denendiği söylenebilecek bir şeyleri de değiştirdi. Behzat Ç'nin sezon finali sadece sezonun değil, Türkiye'de bildiğimiz anlamda dizi sektörünün de finalini getirdi. Televizyon kendisine küstürdüğü pek çok insanı bu diziyle geri kazandı. Artık insanlara Ankara savaşı sorulduğunuda akıllarına önce Behzat Ç ile Ercüment ardından Yıldırım Bayezid'le Timur gelecek.
Share This
Subscribe Here

1 yorum:

bogazici1500 on 28/6/11 11:30 ÖS dedi ki...

beğendim piç güzel olmuş. sana ödül vericem.

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa