6 Nisan 2014 Pazar

Oradaydık: Peter Doherty

Hoşgeldin güzel insan!


3 Nisan akşamı İngiltere'nin müziğe kattığı son efsanelerden biri  Peter Doherty, garajistanbul sahnesindeydi. Böyle bir durumda kaçırmak, öznenin Avaz olduğu bir cümlede asla kendine yer bulamazdı!

Eleştirileri baştan alalım ki sonrası Pete Doherty'e kalsın: Konseri ne kadar en önden izleme şansına sahip olsak da arkamızda tıklım tıklım bir kalabalık vardı ve bazen nefes almak yorucu bir iş haline gelebiliyordu. Konserdeki görevlilerin kabalığı ve kapıların söylenildiği vakitten yaklaşık 35 dakika sonra açılması dışında her şey güzeldi.

Ve konsere dair detaylar :

Peter  DohertyThe Libertines klasiği olan Can't Stand Me Now ile hızlı bir giriş yaptı konsere. Daha sonra her şey interaktif bir şekilde devam etti. The Lost Art of Murder istendi, seve seve çaldı. Biz Music When the Lights Go Out, Time For Heroes ve What Katie Did istedik. Bizi de kırmadı. Konser boyunca fazlasıyla neşeli , tam kıvamında sarhoş ve olabildiğince kibar bir adamdı, dinleyicilerin isteklerini asla gözardı etmedi. Last of the English Roses, Don't Look Back Into the Sun, There She Goes, Albion, What a Waster, The Good Old Days bizim hatırladıklarımız. Belirli bir setlist yoktu, aklına gelenleri gitarının yardımıyla bizlerle paylaştı.
  • Son şarkı olarak Fuck Forever'ı seçmişti ve biz de onu uğurlamadan önce hep beraber, avazımız çıktığı kadar 'So  fuck forever if you don't mind! ' bağırdık. Sanıyoruz ki bu durum Peter'ın da  bayağı hoşuna gitmiş olmalı: Konser sonunda gitarını bizlere attı, sahneye çıkıp onu kucaklayanları aynı şiddetle kucakladı.
  • Medyanın hakkında yarattığı ''sorumsuz ve umursamaz'' algının tam tersi, Peter Doherty, müziğine saygı gösteren bir insan. Verdiği konserin hakkını vererek de ayrıldı sahneden. Müziğine gösterdiği saygıyı dinleyicilerine de gösterdi; onların hediyelerini aldı (onun için aldığımız leylaklardan pek hoşnut kaldı, onlarca kez teşekkür etti!), hayranlarıyla iletişim kurmaktan asla çekinmedi.
  • Konser akustik bir konserdi, sahnede yalnız bir adam, gitarı ve bazen ona eşlik eden mızıkası vardı.Şüpheniz olmasın, Peter Doherty o sahneyi tek başına öyle bir doldurdu ki gözlerimiz başka hiç kimseyi aramadı. Konserde ara verilmedi, Peter Doherty neredeyse iki saat sahnedeydi.

     Ve evet; Peter Doherty 21. yüzyılın çıkardığı, edebiyatı müzikle harmanlamayı en güzel belki de en hüzünlü şekilde beceren bir adam. Ve biz 3 Nisan'da bu şair-müzisyeni dünya gözüyle görebildiğimiz için çok şanslıyız.





Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa