My Chemical Romance'in kurucusu Gerard Way, son birkaç senedir apayrı bir alanda daha varlığını hissettiriyor. Müzisyenliğin yanında profesyonel olarak çizgiroman senaristliği yapan Way'in taze serisi The Umbrella Academy, kısa zamanda kült mertebesine ulaşmış durumda.
Daha bebekken milyoner Hargreeves tarafından evlat edinilip süperkahraman olma yolunda eğitilen Umbrella Academy üyeleri, yirmi yılın yarattığı bir yol ayrılığından sonra üveybabalarının ölümü üzerine tekrar bir araya gelirler. Çoktan kendi hayatlarını kurmuş grup üyeleri, bu toplanmanın ardından hem dünyayı yoketmek isteyen kötü güçlerle hem de kendi aralarındaki yirmi yılın silemediği gerginliklerle amansız bir savaşa girmek zorunda kalacaklardır.
Doom Patrol başta olmak üzere pek çok süperkahraman takımından etkilenen The Umbrella Academy, kendine has mizahı ile benzerlerinden ayrılıyor. Şemsiye çocuklarının karşısına düşman olarak kimi zaman acımasız bir klasik müzik orkestrası kimi zamansa gözü dönmüş bir Eyfel Kulesi(!) çıkıveriyor. Sözkonusu olansa cıvıklaşmış bir mizah değil kesinlikle, tamamen yaptığının bilincinde ve kontrolünde bir sıradışılıkla evrenini kurguluyor Gerard Way. Etkilenmeler ve bazı tekrarlar çok belirgin; ancak özgünlük de en az bu kadar ışıltılı.
Serinin şu ana kadar Apocalypse Suite ve Dallas olmak üzere altışar sayılık iki hikayesi tamamlandı, üçüncü hikaye ise devam etmekte. 2008 yılında Apocalypse Suite hikayesi ile seri, Amerikan çizgi dünyasının en önemli ödülü Eisner'ı "Limited Series" dalında kazanarak kısa zamanda yapabileceği her şeyi tamamlamış oldu. 2012'de ise bir film adaptasyonu söz konusu. Umbrella çocukları hızla ilerlemeyi sürdürüyorlar, bakalım raflarda kitapları, olası filmlerinin dvd'sinden önce yerini alabilecek mi ülkemizde?
1 yorum:
Mart 2010'da türkçesi çıkıyor :)
Yorum Gönder