Taze kan...
Munis... Tatlı... : 1986 doğumlu olan Lena Dunham gerçek bir New Yorker; annesi Laurie Simmons fotoğraf sanatçısı, babası Carroll Dunham ise ressam. Sanat camiasının içine doğan Lena Dunham, anlayacağınız hayata önde başlayanlardan. ABD'nin prestijli okullarında eğitim hayatını geçiren Dunham, üniversite yıllarında çektiği kısa metraj videolarla dikkatleri de üzerine çekmeye başlıyor. Yaratıcı yazarlık diplomasını kaptıktan sonra da sahalara "taze ve cesur kan" olarak ciddi manada atılıyor.
Kedi Canını Senin: 2010 yılında kendi yazıp çektiği Tiny Furniture ile "günlük" kıvamındaki işleriyle adından çok bahsettireceğinin sinyallerini veren Dunham'ın en tatlı yanı şirin/sevimli kadın olmak için kasmıyor oluşu. İlk tanıştığınızda yer yer irite olabileceğiniz rahatlık, açıklık ve aşırı doz doğallıkla var oluşunu sürdürüyor. Kendisine karşı duyduğumuz ilgi ve merakın temel sebebi Girls'te, anne-babasının harçlık vermeyi kestiği beş parasız, tombul vücutlu, işsiz, Brooklyn'de "hip" arkadaşlarıyla birlikte hayata tutunmaya çalışan genç bir kadın olarak karşımıza çıkıyor. Erkek arkadaşının seks fantezilerine, girdiği işlerde dikiş tutturamayışına, ailesine karşı mızmızlanmalarına, hayal kırıklıklarına, orgazm problemlerine ve yine bunların ayarında hayatın tam orta yerinden pek çok şeye tanıklık ediyoruz. Dunham ile kurduğumuz ortaklık zevk veriyor. Zira dijital ortamdan paylaşımcılığın dibine vurduğumuz hayatlarımızla, Girls'te olup bitenler arasında bağ kurabilmemiz adına çok sebep var. Sex And The City'nin yeni jenerasyon versiyonu olarak nam salan Girls, tutunma hikayelerinin en komik ve havalılarından.
Bu Konuda Seni İkna Edeceğim: Lena Dunham, hatrı sayılır bir kitleyi anlatım şeklinin doğallığı ve içtenliğiyle çoktan ikna etmişe benziyor. "Jenerasyonunun sesi" titrini gerçekten hak edip etmiyor oluşunu ise zaman içinde hep birlikte tecrübe edeceğiz.
0 yorum:
Yorum Gönder