Masumiyetin "mor ve ötesi" hali.
Her yeni mor ve ötesi albümü/şarkısı/klibi/hatta herhangi bir eylemi benzer tartışmaları gün yüzüne çıkarır: Samimiyet, politik duruş, popülerlik, piyasa, eski güzel albümler... Sosyal medyayla başlayan tanıtım süreci, sansasyonel bir klip ve sonunda albümün raflarda yerini almasıyla neredeyse hepimiz kendimizi yeniden bu tartışmaların arasında bulduk. Şu var ki, Masumiyetin Ziyan Olmaz etrafında dönen tartışmaların birleştiği temel nokta albümün geleceklerinin ne renk olacağını gösterdiği yönünde. Peki bu renk piyasa koşullarında yozlaşan bir grubu mu, yoksa ne istediğini bilen olgunlaşmış bir grubu mu işaret ediyor?



Korkma, albüm boyunca tekrar tekrar rastlayacağımız mükemmellik arayışındaki insana sesleniyor. Tutarlılık ve hatasızlık kaygısında yiter gözükürken, üstüne kir bulaşır dururken korkulmamasını haykırıyor. Hayal kırıklığıyla başlayan şarkı, öfkeli bir umutla sona ererken dinleyici de albümün genel temasıyla tanışmış oluyor.
Komünist Manifesto'ya bir göndermeyle açılan Meksika ise soğuk bir politiklikten çok beklenti, hayal kırıklığı ve belirsizlik ekseninde bizi düşünmeye itiyor. mor ve ötesi'nin Bülent Ortaçgil'den aldığı miras doğrultusunda yazılmış gibi gözüken şarkı, dinleyiciler tarafından amacı dışında bir çok yere zevkle çekileceğe benziyor.
Sor, albümde içine kolayca girilen fakat diğer şarkılara göre derinliği az olan şarkılardan. İnsanlar tarafından zaman zaman hiçbir şey anlatmayan şarkılar yazmakla suçlanan gruptan hüzünlü bir hediye olarak da görülebilir.
Albümün çıkış şarkısı olan Yorma Kendini ise daha önce de bahsettiğim boşvermişliğin dışavurumu adeta. Grubun “Ben sana bir şey söylesem/Sen beni sadece dinlesen” diyerek girdiği şarkı, devamında grubun anlaşılamamasının yarattığı soğuk imajı alaya alır nitelikte. Grubun adeta kendisiyle dalga geçtiği şarkı ve klip her şeyden öte yaptıkları işin ne olduğunu özetliyor: Eğlence. Cinsellik, kadın vücudu göndermelerinden çok grubun dinleyicinin kısıtlı algısı ve değer yargılarını hedef aldığı şarkı ve klibi, entertainment world denilen yerdeki konumlarıyla da zorunlu olarak barıştıklarını gösteriyor.
Grubun politik olarak samimiyet ve birikim testine tutulacağı şarkı ise Festus. “Beyoğlu artık güvenli” sloganını karşı silah olan kullanan grup, Darbe'de yaptığını burada da yaparak mesajını dolaysız biçimde aktarıyor. Üstelik güncel bir meseleye dokunarak ondan daha da önemli bir iş yapıyor. Meselenin içinde olanlara zaten bir şarkıyla bir şeyler öğretemeyecek olduklarını bilerek olayı doğru biçimde gündeme oturtmaya çalışan grup, gitarlarla da müzikal bir zevk yaşatmayı unutmuyor.
Araf yine müzikal olarak insanı hemen saran yumuşak bir şarkı. Aşk ve masumiyetin satır aralarına gizlendiği şarkı alışıldık, çok anlamlı bir mor ve ötesi şarkısı. Albüm çıktıktan sonra kısa süre içerisinde birçok insanın favorisine dönüşmesi ise hedefine ulaştığını gösteriyor.
Albümün en hoş sürprizlerinden biri kesinlikle Camgezer. Daha ilk başta adıyla ilgiyi çeken şarkı adeta eskilerden bir pop hitinin, bir Ajda Pekkan şarkısının günümüze uyarlanmış hali gibi tınlıyor. Şarkı sözlerinde yakalanan harika uyum, çok hoş arka vokaller, gitar ve klavye sololarıyla kişisel olarak düşüncem Türkçe Pop müziğin en şık parçalarından biri.
Nakba, İsrail-Filistin çatışması gibi tutanın elinde kalan bir konu hakkında kesinlikle sınavı geçen, olaya doğru yaklaşan, müzikal olarak yakaladığı seviyeyi adeta bir şiir gibi de okunabilecek sözleriyle tamamlayan kusursuza yakın bir şarkı. Duygu yoğunluğunu, vicdan muhasebesini, empatiyi çok güzel şekilde yansıtan ve masumiyet temasına bambaşka yerden yaklaşan bir şarkı.
Eğer kişisel duygularımı gereğinden fazla ortaya koyacak olsaydım bu yazı tamamen Kara Kutu üzerine olabilirdi. Karanlık, hüzünlü, hesap sorar, umut arar bir şarkı... “Kara kutu”, “uçak kazası” gibi metaforları başarıyla kullanırken gitarlar ve vokallerle gerçekten albümün duygu yoğunluğunun zirveye ulaştığı yer. Dinlerken insanın gözünden adeta siyah-beyaz filmler geçiren, kendisi ve dünyayla hesaplaştıran şarkı, mor ve ötesi klasiklerinden birine dönüşeceğini şimdiden gösteriyor.
2012'de yine riskli bir temanın altından harika bir müzikalite ile kurtulan mor ve ötesi, bizi albümün sonuna doğru hazırlarken dünyanın sonu ilgili göndermelerle de kafamızı karıştırıyor. “Türk müziği bir rock şarkısında nasıl kullanılır”ın en güzel örneklerinden olan ilk bölümü ve sonrasındaki cesur efektleriyle bir prodüksiyon harikası...
Bisiklet, albümün tamamını sarıp sarmalayan o masumiyet, hata korkusu, hayal kırıklıklarının üstüne beklenen şeyi veriyor: Umut... Eski albümlerden özlenen mor ve ötesi tadına en çok yaklaşılan şarkı, bir bisiklet yolculuğuyla adeta bizi masumiyetimizin hasadını toplayacağımız geleceğe bırakıyor.

1 yorum:
Masumiyetin Ziyan Olmaz gerçekten çok iyi albüm ve Berhan, söylediklerin albümü dinledikçe daha çok anlam kazandı. Ek olarak şunu söylüyorum ki albüm harika bitiyor. Sondan dördüncü şarkı Nakba ile başlayan bitme süreci Kara Kutu, 2012 ve Bisiklet üçlemesiyle bitiyor ya... Harika.
Yorum Gönder