15 Temmuz 2010 Perşembe

Oradaydık: Massive Attack



Tanrılar Kuruçeşme'deydi...

Dün akşam İstanbul, müziğin değişen-gelişen yapısının belki de son noktasını oluşturan bir topluluğu ağırladı: Massive Attack. Konser haberinin duyurulduğu günden beri hayatlarını bu geceye göre organize etme telaşındaki hayranları Heligoland Turnesi kapsamındaki bu harika gece için Turkcell Kuruçeşme Arena'nın eşsiz atmosferinde bir araya geldi.


Günün konser öncesi en göze batan sorunu son güncülerin bilet kuyruğuydu. Oradaki gerilimi tarif etmek güç olsa da Biletix'in günlerdir mail ve sms yoluyla bu tür bir yoğunluğun yaşanacağını duyurarak üstündeki suçu biraz azalttığını söyleyebiliriz. Nitekim konser başladığında dışarıda kalmış seyirci de yok gibiydi.

Konser alanıysa bilumum standlarıyla adeta bir festival alanıydı. Kadınlar tuvaletindeki inanılmaz kuyruk erkeklere festival dekorunu tamamlamak için oluşturulmuş bir öge gibi gelse de, erkekler tuvaletinden güvenlikçe yaka paça çıkarılan ve kapıda gözlerinde yaşlarla yalvaran kadınlar durumun vehametini gözler önüne serdi doğrusu.

Bu tuvalet hengamesinin ortasında duyulan United Snakes, bir anda oradaki kalabalığa her şeyi unutturup sahneye doğru ilerlemelerini sağladı. Konserin yıldızlarından biri olacak arkadaki ekransa Türkçe uyuşturucu isimleri sayarak -ki tutkal koklamak bile vardı- konser sonrası kafası hakkında bizi uyarıyordu. Babel için Martina Topley-Bird sahneye çıktığında bir kez daha bu kadının sahnede duruşunun bile bir şov olduğunu o büyüleyici tavırlarıyla deneyimlemiş olduk. Daha sonra Risingson ile vücudumuzun ritimlere karşı gösterdiği direnci oldukça düşük seviyelere indiren Del Naja ve Daddy G ikilisi, Girl I Love You'da sahneyi Horace Andy'ye ve arkada çevre ve savaş konularındaki rakamların döndüğü ekrana bırakarak bizi tamamen avuçlarının içlerine aldılar. O sayaç şeklinde ilerleyen rakamların ritmlerle uyumu; Amerika, İsrail, İngiltere, Türkiye, Yunanistan ayırt etmeden herkese yaptıkları göndermelerle hepimizin içinde muhalif bir heyecan yarattılar. Teardrop'un yeni düzenlemesi çoğu kişiyi rahatsız etse de, o harika gitar solosuyla çok zevk aldığımı söyleyebilirim. Angel'da, insanı sinir edercesine cool takılmaya çalışan hatta bazen konserle hiç ilgilenmeyen dinleyici kitlesi bile kayıtsız kalamazken, ışık şovunun ortasında gözlerini kapatıp anlamsızca salınan seyirciler sahnenin arka tarafında dans eden Del Naja'yı gördüklerinde aralarındaki o bağın nedenini de anladılar. Inertia Creeps'e geldiğinde sıra, vücutlarındaki alkol ve hormonların etkisiyle başka bir düzleme geçen dinleyiciler göbek atmak konusunda bile sıkıntı çekmezken, istif-bozmam-insanları arkada Demet Akalın'dan Yalın'a, Ayşe Özyılmazel'den Şahan Gökbakar'a, Aşk-ı Memnu'dan Kavak Yelleri'ne çok güncel magazin haberleri başlıklarını kullanarak suni gündemlerle dalga geçen Massive Attack'a ufak gülücüklerle karşılık vermekle yetindiler.

Topluluk sahneyi terkederken konserin tadını çıkartanlar uzun süre kesilmeyen alkışlarıyla grubu tekrar geri getirdiler ve Daddy G gibi doğuştan cool bir insandan teşekkür aldılar. Aslında Massive Attack'ın bu turnesinin sıradan bir olayına ve setlist'in sıradan bir parçasına dönüşen bu bisler sevinci biraz azaltsa da, Splitting The Atom'a eşlik etmek için alkışlarını kesemeyen seyirciler için bu çok küçük bir ayrıntıydı. Unfinished Sympathy'de Deborah Miller ile kendimizden geçtikten sonra benim en çok beklediğim Atlas Air performasına gelmişti sıra. Albümde daha ilk dinleyişimde canlı performansını hayal etmeye başladığım ve İstanbul'a yine bir başka yakışan şarkıda arkadaki ekranda gösterilen dünya haritası, uçak seferleri, hızlıca geçen dünya şehirleriyle ve sonrasında markaların amblemleriyle küreselleşmeye başka bir gönderme yapılırken, o dayanılmaz ritimleri ve en sonunda tavana vuran ışık şovlarıyla ciddi anlamda beni kıvrandırarak beklentilerimi karşılamış oldu. Grup sahneden koşarak ayrılırken kendine yavaş yavaş gelen seyirci yeniden alkış-ıslıklara başladı ve Karmacoma'da sahne ve seyirciler topluca eğlenirken konser de sona ermiş oldu.

Kuruçeşme Arena'dan ayrılırken tadı damağımızda kalan konser nedeniyle önce çalınmayan parçalara üzülüp, sonra konserin güzelliğine yeniden şaşırıp sonra da Massive Attack'ın büyüklüğünü afilli cümlelerle bir kez daha ilan edip gelecek konser için ne kadar beklemek gerekeceğini tartışıyorduk. Müziğin evriminin, hatta belki de insan zihninin evriminin bu çok önemli örnekleriyle aynı havayı solumanın verdiği mutluluk, ülkemizde 4. kez yaşanan bu ders niteliğindeki şovdan ülkemiz müzisyenlerinin ne kadar faydalanabildiğini düşününce etkisini biraz yitiriyor doğrusu. Biletix ve Garanti'nin herkesi enayi yerine koyan bilet uygulamasını da görmezden gelirsek yine dinleyicilerine yıllarca anlatılacak bir gece hediye etti Massive Attack.

Son olarak bir müzisyen arkadaşımın seyirciyi oldukça etkileyen Türkçe ekran şovu ile ilgili yorumunu aktarmayı da borç bilirim: "Abazan Manowar bile bir paragraf ezerleyip gelmiş, Massive Attack bu, yapsın o kadarını da."

Not: Görseller Barış Gündüz'den (gunduzb) alınmıştır. Çok teşekkür ederiz.
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa