Travis de işte o kategoriye giren gruplardan. "İskoçya'dan geldiler, şu kadar kişiler, şu kadar albüm yaptılar" diye basın bülteni yüzeyselliğinde formülleşmiş bir anlatımı hak etmeyen gruplardandır Travis. Ama nedense kimse enine boyuna uzun uzun Travis'i düşünüp Travis merkezli bir hayat yaşamayı göze alamaz. Buna rağmen Travis nedense ismini ezberlemek için azamî dört anlamsız kelimenin ardarda geldiği - örneğin; Radioactive Losers of Nerd Galaxy- başarısız indie gruplarla aynı muameleye tutulurlar. Peki Travis'in suçu ne?
Travis tıpkı yatmadan önce aklımıza gelen tüm o "fazla iyi yürekli" insanlar gibi bir gruptur. Ne eksik ne fazla. Yapması gereken kadar efsane, yapması gereken kadar deneysel ve yapması gereken kadar kötü şarkı yapar. Ama buna rağmen Travis ortalama bir rock grubu olarak tanımlandığına insana kendini hak yemiş gibi hissettirir.Bunun nedeni ise müzikte, hayatta, sanatta ve metrobüs duğraında çok fazla karşımıza çıktığında kendimizi güçsüz hissettiren "iyi yürekliliğin" Travis'te de makul miktarda bulunmasıdır.
Travis yatmadan önce aklımıza gelen insanlar gibi bir gruptur. Buna rağmen yatmadan önce aklımıza gelen insanların grubu değildir. İşte Travis'in büyüsü de burada yatar. Fazla iyi yürekli olmaktan çekinecek kadar insan olabilmiş birisinin bir anda dark side'dan kovulmuş halidir Travis. Başbaşa kaldığınızda size sıkıntı veren tüm iyi kalpli insanlar gibi Travis'i de tek başınıza kaldığınızda dinlemekten çekinirsiniz. Travis size iyi yürekli olmanın bedelini hatırlatan o korkutucu şeylerden birisidir.
0 yorum:
Yorum Gönder