31 Ekim 2009 Cumartesi

London Calling Geliyor




The Clash, "London Calling"i yeniden çıkartacak.

14 Aralık'ta piyasaya çıkacak "30th Anniversary Legacy Edition" albümü hakkında detaylı bilgi verilmese de CD/DVD seti olarak çıkacağı bekleniyor.

Bu arada Mick Jones ve Topper Headon 27 yıl sonra stüdyoya dirdiler. İkili geçtiğimiz ay girdikleri stüdyoda, 1979 yılında çıkan şarkıları Jail Guitar Doors'u bir hayır işi organizasyonu için yeniden kaydettiler.

Coco&Igor: Büyük Aşk




20. yüzyıla damgasını vurmuş moda efsanelerinden Coco Chanel’in, tasarım hayatının 100. yılında aynı dönemin en önemli ve yenilikçi bestecilerinden Igor Stravinsky ile ilişkisini konu alan Coco & Igor: Büyük Aşk vizyona girdi. Jan Kaunen’in yönetmenliğini yaptığı, 2009 Cannes Festivali’nin kapanış filmi olarak gösterilen film, Chris Greenhalgh’ın 2002 yılında yazdığı Coco & Igor isimli kitabından uyarlanmış. Filmde, Rus İhtilali’nin ardından Paris’e yerleşen ve müziğindeki farklı duruşuyla yadırganan Stravinsky’nin ailesiyle beraber Chanel tarafından davet edildiği köşkte yaşamaya başlaması ve akabinde ikili arasında gelişen tutkulu ilişki konu ediliyor.



Filmin kurgusu, kompozisyonunu tamamlamakta her ne kadar eksik kalsa da 1920’lerin magazininin, Chanel ve Stravinsky hikayesini dinlemenin meraklısı olduğumuzdan filmin yakaladığı detayların keyfini çıkarmayı tercih ediyoruz.

Filmin başında sanıyoruz ki gözyaşlarıyla sulanmış yolun iki yakasında birbirine kavuşmayı bekleyen Coco ve Igor engelleri aşacak, entrikalardan geçecek, o “Büyük Aşk”ı yaşayacak. Filmin isminin aksine konu edilen ilişkinin bugünün ilişkilerine çok yakın bir tutku oluşu şaşırtmanın yanında filmi kendimize yakın hissettiriyor.

Coco Chanel’in geleneksel kadın profilinden sıyrılmış, bağımsız, cesur ve modern duruşunu hem karakterinde hem de moda çizgisinde kendini gösteriyor. Alışılagelmiş, allı güllü kadın giysilerini bir kenara bıraktığı tasarımlarındaki erkeksi çizgi, siyah, beyaz, sadelik, güç ve asalet bu kadının elinden çıkıyor. Filme dair bayıldığım detay Coco Chanel’i canlandıran Anna Mouglalis’in kıyafetlerinin, Coco Chanel’in gerçek hayatında giymiş olduğu, özel izinle koleksiyonundan alınan kıyafetler oluşu.



Chanel’in bu çizgisi ile Stravinsky’nin “Kuğu Gölü Balesi geleneği”nden uzak sanat anlayışı, karşılıklı hayranlığın doğurup, hakimiyet duyma tutkusunun körelttiği gizli ilişkilerinin zemini oluyor. Bu ilişki Stravinsky’nin her daim destekçi, altı çizilecek denli inançlı, ahlaklı, kendini kocası ve kocasının başarıları üzerinden tanımlayan tipik 19.yüzyıl kadını eşi gibi başarılı bir tezat ile desteklenmiş. Bunun karşısında Igor ve Coco’nun bireyselliklerine verdikleri önem ise 20. yüzyıl yaklaşımını andırıyor.

Coco suçluluk hissetmiyor, sadece sahip olmak istiyor. Bu süreçte Stravinsky daha tutkulu besteler yaparken, Chanel ünlü parfümü No.5’i yaratıyor. “Bir çiçek gibi kokmak istemiyorum. Bir kadın gibi kokmak istiyorum.”

1971 yılında hayatını kaybeden Coco Chanel’in hayatının anlatıldığı diğer film Coco Avant Chanel ise 6 Kasım’da Türkiye’de vizyonda. Evet, Coco’yu merak ediyoruz.

Lokma: MySpace



Dünyanın en büyük sosyal ağları arasında yer alan; Facebook'un piyasaya çıkışı ile eski popülerliğini kaybeden; 2008 ABD başkanlık seçim kampanyalarının önemli parçası olan; Youtube'un ardından Lastfm ile birlikte Türkiye'de erişimi engellenen internet siteleri kervanına katılan; yeni müzik, müzisyen keşfetmek veya keşfedilmek için birebir internet sitesi.

Yeasayer'ın Yeni Şarkısı İnternet Sitesinde


Yeasayer ikinci albümleri Odd Blood8 Şubat'ta yayınlayacak. Ama öncesinde "Ben dayanamıyorum, yeni şarkıalrını hemen dinlemem lazım!" diyenler için yeni şarkılarını internet sitelerinden yayınlıyorlar, sadece 3.99 dolara. Ambling Alp isimli şarkıya ulaşmak için tıklayınız.

Spoon Albümü Geliyor


Hem neşeli hem basit hem de güzel müzik yapan Teksas'lı grup Spoon, yeni albüm haberini duyurdu. Transference ismiyle piyasaya çıkacak olan albümün çıkş tarihi 25 Ocak.

Bu sene başında iki EP yayınlayan grup, 2007'de çıkardıkları Ga Ga Ga Ga Ga albümünün devamı olarak hazırlamışlar Transference'ı. Eleştirmenler Ga Ga Ga Ga Ga için, grubun en olgun albümü yorumunu yapmıştı. Hatta albüm Amerika listelerinde ilk 10'a çıkacak kadar çok beğenilmişti. Naçizane fikrimce gerçekten çok başarılı bir albümdü; eğlenceli, rahat dinlenen ve akılda güzel bir yer edinen bir albümdü. Spoon-sever'lerin en yakındğı şey ise albümün kısa oluşuydu. Transference'ın bu albümün devamı olması olması, bu yüzden oldukça sevindirici.

Şarkı listesi böyle:

1. Before Destruction
2. Is Love Forever?
3. The Mystery Zone
4. Who Makes Your Money
5. Written in Reverse
6. I Saw the Light
7. Trouble Comes Running
8. Goodnight Laura
9. Out Go the Lights
10. Got Nuffin
11. Nobody Gets Me But You

30 Ekim 2009 Cuma

Lokma : İngiltere




Birleşik Krallığı meydana getiren dört devletten biri, 60 milyon civarında nüfus olan, futbolun anavatanı, üzerinden 0 meridyeninin geçtiği, dünyanın en eski metrosuna sahip, sürekli havadan bahseden insanların diyarı; "Speaker's Corner" Serbest Kürsü olarak bilinen, insanlara sonsuz özgürlüğü vadeden sadece ayaklarınız toprağa basmadığı sürece diyen; Led Zeppelin, Beatles, Pink Floyt ve Queen ile hatırlanan ülke.

29 Ekim 2009 Perşembe

Mezarlıkta...


Bilgisayar oyunlarını seven Avazcılar, Tale of Tales firmasını bilir misiniz? Belçika'nın aykırı oyun yapımcısı Tale of Tales geçen sene adını grotesk Kırmızı Başlıklı Kız uyarlması the Path ile duyurmuş ve pek çok masum oyuncuyu yarattığı eşsiz atmosfer ile hastalıklı zihinlere dönüştürmüştü. Tale of Tales'in kötü kalpli masalcıları bu sefer "deneysel" bir oyun ile karşımızda. The Graveyard isimli oyun 2009'un başında çıkmış olmasına rağmen fazlasıyla suskun bir şekilde internet ortamında varlığını sürdürüyor, bu yüzden hakkında konuşmak için çok geç kalınmış sayılmaz...

The Graveyard, yaşlı bir kadının mezarlık ziyaretini konu ediyor. Yaşlı kadın mezarlıkta yürüyor, soluklanıyor, kilisenin yanındaki bir bankta dinleniyor. Tam bu sırada bir müzik eşliğinde kadının hayatı tasvir ediliyor. Ardından kadın banktan kalkıyor ve mezarlığı terkediyor... Evet oyun bundan ibaret (Size deneysel olduğunu söylemiştik). Peki bu oyunu özgün kılan nokta kendini nerede gösteriyor? Şurada: Eğer oyunun orjinal versiyonunu satın alırsanız yaşlı kadın mezarlıkta ölebiliyor!

2009 yılında saygın oyun festivali IGF'de en yenilikçi oyun ödülüne aday gösterilen The Graveyard'ın tamçözümü(!) aşağıda bulunmakta.



Ölümü beş dolara satın almak isteyen herkese duyurulur...

Morrissey:Top 10


Morrisey son çok yaşa!   

Lokma: Lolipop



Tutku ve keyif gibi her yola gelebilecek eylemlerle etiketlenebileceğinden, bir çocuğun ellerindeki haliyle, bir yetişkinin ellerindeki hali arasında pek çok fark bulunabilecek şeker.

Var Mısın Yok Musun


Richard Mattheson'un (I am Legend) 1970 yılında yazdığı ve ilk kez Playboy'da yayınlanan korku hikayesi "Button,Button", Donny Darko ile kalbimizi çalmış yönetmen Richard Kelly tarafında filme uyarlandı. Sıradışı korku filmi The Box, 30 Ekim'de Avustralya'da 6 Kasım'da ise Amerika'da vizyona giriyor.

1976 yılında mali açıdan bunalımda bir çifte dünyanın en karanlık tekliflerinden biri sunulur. Kendilerine siyah metal bir kutu verilir, ortasındaki düğme dışında hiçbir özelliği olmayan bu kutuyu açmaları durumunda çift 1.000.000 dolar kazanacaktır. Karşılığında ise dünya üzerinde tanımadıkları bir insan öldürülecektir...

Cameron Diaz ve James Marsden'in başrolleri paylaştığı the Box, "lanetli dilek" hikayeleri ile gerilim yaşamayı seven herkesin zevk alacağı bir hikayeye sahip. Kıyamet Hikayeleri gibi başarısız bir bilimkurgunun ardından tekrar bir psikolojik gerilimle sevenlerine merhaba diyen yönetmen Kelly ise, fragmanından da anlaşılacağı üzere tekrar kendi alanında harikalar yaratmaya hazırlanıyor. Film beklentilerin altında bile olsa (ki umarız olmaz) sadece Acun'un ömür çalan kutularına bambaşka ve daha anlamlı bir gözle bakmamıza sebep olacağı için seyredilmeye değer.



Button,Button hikayesinin efsane dizi Twilight Zone bölümlerinden birinde de işlenmiş olduğunu ekleyelim.

28 Ekim 2009 Çarşamba

Samimiyetsiz Cenaze Merasimi


Akşam bilgisayarı kapatmadan önce last.fm'e baktığımda bu hafta dinlediğim ilk 10 sanatçı arasında adını görüp sinsi sinsi "Bu haftayı da hissiyatlı geçirmişim" demiştim. Sabah ilk iş olarak yine bilgisayarın başına geçtim ve ben uyurken güne daha yeni başlamış olan yerlerde neleri kaçırdığımı öğrenmek için haber sitelerini açtım. Hemen sonraine her gün yaptığım gibi "Acaba bu gece kimler Facebook'ta neler yaptı?" sorusunun cevabını bulmak için Facebook'u açtım. Günlük bilgiçlik taslama ihtiyacımı gidermek için malzeme edindiğim ekşisözlük'ü artık o kadar beğenmesem de mecbur kalmanın verdiği bir gönülsüzlükle en sona ekledim. Artık hazırdım, internet başında geçireceğim iki saat için gerekli tüm hazırlıkları yapmıştım.

"Kara haber tez ulaşır" prensibi yüzünden olsa gerek, ölüm haberi ilk gördüğüm şey oldu. "İngiliz şarkıcı ve müzisyen Morrissey (Steven Patrick Morrissey) Los Angeles'taki evinde geçirdiği rahatsızlık sonrası hastaneye kaldırılmış ancak doktorların tüm müdahalelerine rağmen sanatçı kurtarılamamıştı. Bu cümleyi okurken başlarda aklımdan geçenler "hastanede yapılan başarılı müdahale sonucu" kalıbını görmekti. Hızlıca aklımdan geçenlerin tersini yapmakta bir hayli başarılı olan hayat burada da alışılanı bozmamış sanatçı "tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı". İçeri geçip haberi vermek için annemi uyandırmak aklımdan geçti ancak anneme bu kötülüğü yapacak kadar hayırsız bir evlat olmadığımı hatırladım. Sakinleşmem gerekiyordu. Abartacak bir şey yoktu neticede akrabam ya da gerçek hayatta tanıdığım birisi değildi. Öyle bile olsa "hayat devam ediyordu".

Haberin detaylarını ve saatini okurken şoku atlatmıştım. MSN'de gördüğüm Morrissey seven birkaç arkadaşımla konuştuğumda fark ettim ki aslında konuşacak çok bir şey yoktu. Olan olmuştu ve Morrissey'i canlı izleyemeden kaybetmiştik. Moralimiz de yeterince bozuk olduğu için konu hakkında söyleyecek fazla sözümüz de yoktu.

Mutfağa geçtiğimde annemi uyanmış kahvaltı hazırlarken buldum. Acı haberi verdiğimde annem mahallede görmeye aşina olduğu birisinin taşınma haberine üzülmüş gibi oldu. Olgunlaştıkça insanların kaygıları ve üzüntüleri hakikaten daha olağanlaşıyordu. Bilgisayarın başına geri döndüm iTunes'da Morrissey ve The Smiths playlistlerini seçip dinlemeye başladım. Birkaç şarkı sonra sözlerini dinlemeden melodiye kapılmış Facebook'ta vakit geçiriyordum. Anasayfadaki status trafiği kızışmıştı. Önceleri "Güle güle yalnız adam", "Oscar Wilde'a nihayet cennette kavuştun" ve "1959-2009 RIP" gibi üstü kapalı sembollerle başlayan trafik giderek kendi analizini yapmaya başladı. İşte burada devreye trafik kazası sonrası olayı hatırlamayan tanıkların ifadeleri tadındaki "Morrissey ölmüş :S" girdi. Canım bu duruma sıkıldı ve ekşisözlük'e geçtim.

Sayfayı açtığımdan beri güncellemediğim için F5'e bastım. Hızı Batı'nın siyah ve lüks cenaze arabalarından bile yavaş olan internetim yüzünden sayfa yenilenirken sabahki haline de göz atmam mümkün oldu. Morrissey başlığı sol framede yanında 6 gibi şüphe çekmeyecek mütevazı bir rakamla duruyordu. Yenilenmiş biçimiyle açıldığında sayfa ekşisözlük klişesini gösteriyordu. Morrissey'in yanında (104) yazıyordu. Neler okuyacağımı bilmeme rağmen başlığı açtım. Kısa ve tek cümle ile sanatçının ölümünü doğrulayan 8 entry'den sonra paragraflar, üstünkörü kopyala/yapıştır yapılmış şarkı sözleri, Morrissey ve The Smiths'e dair verilmiş "bakınız"lar ve kaçınılmaz olan entry: "Hakkında bu kadar çok entry girildiğini görünce öldüğünü düşündüğüm ve yanılmadığım sanatçı". Bunları okuduktan sonra güncelleme ihtiyacı hissetmeden sayfayı kapattım ve Facebook'a geri döndüm.

Ana sayfam bir kare cümbüşüne dönmüştü, Morrissey'in fotoğrafları ve klipleri bir paylaşım çılgınlığa malzeme olmuş ve "bilenler bilmeyenlere anlatsın" uygulaması tekrar yürürlüğe girmişti. En iyisi last.fm'de Morrissey sayfasına son bir kez bakıp evden çıkmak olacaktı. Biyografisinin hemen üstüne yazan rakam gülümseticiydi Morrissey last.fm kullanıcıları tarafından 2003'ten bu yana neredeyse 22 milyon kere dinlenmişti.

Ertesi hafta curcuna biraz dinmişti, sanatçı adına konuşulan yazılan çizilen basılan ve yayımlanan o kadar çok materyal arasında kaybolmamak imkansızdı. Hain yaşam alışılan oyununu bir kere daha oynamış ve bir ölümün daha üzerine samimiyetsizlikle gitmişti. İstemeye istemeye dinlemekten vazgeçtiğim Morrisey şarkılarının isimlerine bir kere daha göz attıktan sonra içimdeki gözlemci beni harekete geçirdi ve Morrissey'in last.fm sayfasına bir kere daha baktım. Gördüklerim bu sefer de sinsi sinsi gülümsetmiş ama farklı şeyler söyletmişti: "Bu haftayı da duygusuz yalancı bir yas ile kapattık". Morrissey last.fm kullanıcıları tarafından 2003'ten bu yana tam 30 milyon kere dinlenmişti.

Eric Clapton İyileşiyor



Eric Clapton
iyileşiyor.

Eric Clapton'ın girdiği safra kesesi ameliyatından çıkartılan taşlardan sonra bugün iyileşme sürecine girdiği haberi geldi. Sanatçı yapılması planlanana konserini bu nedenle iptal etmişti. Bugün BBC ile konuşan reklamcısı. Eric Clapton'ın iyileşme sürecine girdiğini açıkladı.


Liam Yeni Grup Kuruyor



Liam Gallagher'dan beklenen haber nihayet geldi: "Yeni grup kuruyorum"

Noel'in solo kariyere adım atacağının kesinleşmesinin ardından Liam'da kendi planını açıkladı. The Scotsman'a konuşan Liam: "Oasis olayının nihayet bir sona ermiş olması galiba iyi bir şey. Tek başıma bir şeyler yapmak istemiyorum. Bir grupta yer almak isitoyrum. Bu günlerde çok farklı şeyler yapabiliriz ancak kesinlikle bu rock 'n' roll olacak" dedi.

Sanatçı önümüzdeki Ocak ayının başlarında çalışacağı grubun belli olacağını da ilave etti.

Lokma: Dekolte


Kuzeyli bilim adamlarının yaptığı yeni bir araştırmaya göre kahvaltıda yeterince protein almayanların,

27 Ekim 2009 Salı

Pulp: Yok Öyle Bir Şey




Jarvis Cocker'dan yalanlama: "Yapılan haber çarpıtma".

Geçtiğimiz gün Pulp'ın tekrardan birleşeceğine dair habere Jarvis Cocker'dan yalanlama geldi. Teletext'in söz konusu haberde Pulp'ın Glastonbury'de çalmak için tekrar birleşeceğini söylemediğini belirten Cocker, Teletext Glastonbury'de çalmak ister misiniz sorusuna evet demiş olmamı çarpıttılar dedi.

Lokma: Kahkül

Kahkül (isim, frs.): Alna düşen kısa kesilmiş saç, perçem.

Thriller: Imogen Heap



Imogen Heap, geçenlerde BBC 2'de katıldığı bir şovda Michael Jackson efsanesi Thriller'ı piyano eşliğinde yorumladı.

Biri Tori Amos ve Smells Like Teen Spirit mi dedi?

Bugünün İşi Ve Yarın: Deftones



2009 sonbaharında piyasaya sürülmesi planlanan yeni Deftones albümü, 2010 Şubat'ına ertelendi.

Grubun elinde an itibariyle tamamlanmış iki kayıt bulunuyor. Bunlardan ilki, Eros, tamamlandıktan kısa bir süre sonra grubun basçısı Chi, talihsiz bir trafik kazasını takiben bitkisel hayata girmişti.


White Pony
şokunun üzerinden hemen hemen 10 yıl geçti. Benzer bir sürprizle karşılaşma ümidimizi koruyoruz.

Yeni Şarkı: Them Crooked Vultures



Son birkaç ayın popüler mevzularından Them Crooked Vultures, 17 Kasım'da piyasaya sürülecek ilk albümlerinden 'New Fang' başlıklı kaydın bir kısmını Myspace'te paylaştı.

http://www.myspace.com/crookedvultures

U2: Rock Öldü



Periyodik U2 parlamalarının sonuncusu karşınızda.

Son kayıtları No Line On The Horizon satışlarından memnun olmayan U2, Rock müziğin öldüğünü iddia etti.

Yeni albümlerinin başlangıca ve sona, dolayısıyla bir bütünlüğe sahip, kurgulanmış bir albüm olduğunu belirten Bono, bu durumun modern müzik dinleyicisine fazla geldiğini savunurken, grubun basçısı Adam Clayton geleneksel müzik dinleyicisinin ortalıktan kaybolduğunu ve artık kimsenin müziği yalnızca müzikten keyif alma amacıyla dinlemediğini savundu.

U2 gibi bir grubun karşılaşabileceği en büyük sorunlardan birinin, elde ettikleriyle yetinmek olduğunu düşünen davulcu Larry Murren Jr ise, bu zihniyetin tam tersine U2'nun hala müthiş işler kotarabileceği kanısında.

Kotardıklarına ve kotarabileceklerine saygımız sonsuz. Müzik tüketiminin şekil değiştirdiğine dair farkındalıklarını da paylaşıyoruz. Bu mevzu halihazırda kafa patlattığımız mevzulardan biri.

Yine de U2'nun uçsuz bucaksız kendine güvenini belki de yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Albümün yeterince iyi olmaması ya da U2'nun 'high profile' politikasının tüketicide beklediklerinin ters yönünde bir etki yaratmış olması ihtimaller arasında. Akışa ve bütünlüğe sahip ilk albümü yapmadıklarını algılamalarında da yarar var.

U2, müzik endüstrisinin tartışmasız en kudretli figürü. Bu dönemi atlatacaklarından şüphemiz yok.

Vampire Weekend'den Yeni Albüme İlk Single



New York'lu indie rock grubu Vampire Weekend, yeni albümü Contra'yı 11 Ocak'ta yayınlayacak. New Yorklu grubun yeni albümü Contra, 11 Ocak'ta piyasaya sürülecek. ama öncesinde albümden ilk single yayınlandı. Horchata isimli şarkı grubun internet sitesinden ücretsiz olarak indirilebilmekte. Tıklayınız.

Vampire Weekend'in önceki albümlerini dinlemiş olanlar bilirler, bu adamların yaptığı müziğe güven olmaz. Nerede ne yapacakları hiç belli olmaz. Yine belli etmemişler nasıl bir şarkı yapacaklarını, ki azıcık Vampire Weekend geçmişimle böyle bir şarkı hiç ummuyordum kendilerinden (Hint müziği kokusu mu alıyorum, bana mı öyle geliyor?). Horchata, ancak ilgilisinin ya da gruba biraz alışık olanın beğeneceği bir şarkı olmuş.

26 Ekim 2009 Pazartesi

Pulp Geliyor



Jarvis Cooker'dan yeniden birleşme sinyalleri.

2001'den beri müzik yapmayan Pulp grubunun adamı Jarvis Cooker, Pulp'ın 2010'da Glastonbury'de çalmak istediğini söyleyen sanatçı The People'a konuştu. "Glastonbury benim için çok anlama geliyor, orada yeniden çalmayı çok isterim. Bu konu hakkında konuştuk ve sonuç: orada yeniden birleşeceğiz" dedi.

Festival sonrasında gözü açık yapımcıların Pulp'ı ayakta tutacağını düşünüyor ve ümit ediyoruz.

25 Ekim 2009 Pazar

Them Crooked Vultures Albümü Geliyor


Queens of the Stone Age'in Josh Homme'u, Lep Zeppelin'in John Paul Jones'u ve Foo Fighters'ın Dave Grohl'u bir araya gelirse ne olur? Them Crooked Vultures olur. Bir süredir beraber konserler veren üçlünün albüm çıkarıp çıkarmayacakları muallaktayken haber ettiler. Yeni albüm, 17 Kasım'da müzik marketlerde.

Grubun ismiyle aynı ada sahip olacak albüm, özellikle Josh Homme'un Arctic Monkeys ile çalışmasının ardından meraklı gözleri üzerine çekmiş durumda. Albümün kesinleşen şarkı listesi şu şekilde:


1. No One Loves Me & Neither Do I
2. Mind Eraser, No Chaser
3. New Fang
4. Dead End Friends
5. Elephants
6. Scumbag Blues
7. Bandoliers
8. Reptiles
9. Interlude With Ludes
10. Warsaw or The First Breath You Take After You Give Up
11. Caligulove
12. Gunman
13. Spinning In Daffodils




Bu üçlüyü daha önce bir arada görmemişler için gelsin:


Mark Ronson: Daha da Lily Allen'la Çalışmam"

Son dönemin en parlak yıldızlarının yapımcısı Mark Ronson, artık Lily Allen ile çalışamayacağını söyledi. Allen'in ilk albümü Allright, Still ile büyük bir çıkış göstermesinde Ronson'un büyük etkisi vardı. Ancak Mark Ronson, Lily Allen'la aralarındaki 'yaratıcı' ilişkinin bittiğini söylüyor.

Mark Ronson, şu sıralar Amy Winehouse'un üçüncü albümü için çalışıyor. 

Morrisey Korkuttu!


Morrisey, sahnede bilincini kaybedip yere düştü!

The Smiths solisti Morrisey, İngiltere'de verdiği konser sırasında nefes darlığı nedeniyle bayıldı. Dün Swindon'daki konserde sanatçı, gecenin ilk şarkısı This Charming Man'i söyledikten sonra fenalaştı. Hemen hastaneye kaldırılan sanatçı, durumunun düzelmesinin ardından ertesi sabah taburcu edildi.

Bu yıl sağlık sorunları nedeniyle daha önce de birkaç konserini iptal eden 50 yaşındaki sanatçının durumu, hayranlarını endişelendiriyor.

Beşinci Elementin Kudreti




Bu haberimiz de küçükken çekiç alıp "tamir yapcam ben" diye ortalıkta dolanan tüm Fırat ruhlu arkadaşlara gelsin...

Facebook'ta dolanan videoları takip ediyorsanız tahtadan yapılan bilgisayarı (32 bit sistemini gösteren bir hesap makinesi) da görmüş olmalısınız, görmediyseniz bile tez vakit karşınıza çıkacaktır. Fikrin arkasındaki isim Matthias Wendel, uzun zamandır marangozlukla uğraşıyor ve bir sürü ilginç çalışmanın da fikir babası. Atölyesinde tahtadan hava motoru, minyatür bir tank(!) ve bir jenga tabancası(!!!) gibi pek çok çılgınlığa imza atan Wendel'in son çalışmalarından biri ise tamamen kendi ürünü bir org. Bir şekilde mühendislikle hayatı kesişmiş Avaz takipçilerinin ilgisini çekmesi dileğiyle...



23 Ekim 2009 Cuma

Michael Jackson'un Yeni Şarkısı Aslında Eskiymiş!


Sırlarla dolu ölümünün ardından Jackson'un hiçbir yerde yayınlanmamış bir şarkısının varlığı ortaya çıkmıştı ve hayranları bu şarkının yayınlanması için gün sayıyordu. Sonunda şarkı yayınlandı ama sürpriz: This Is It aslında eskiymiş!

This Is It'in asıl hikayesi şöyle. Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Paul Anka ile Michael Jackson1983 yılında bu şarkıyı yazarlar. 1991 yılında ilk defa Sa-Fire lakaplı Porto Riko'lu sanatçı tarafından seslendirilen şarkının o zamanki adı I Never Heard'dür. Anka, şarkıyı albümüne koyma planları yaparken ikilinin arası bozulur ve Michael Jackson şarkının kayıt bantlarını yanına alıp mekandan ayrılır. Sonra Anka'ya gönderilir bu bantlar ama nafile, bu ayrıntıyı es geçen Jackson'un varisleri, şarkıyı yepyeni bir Michael Jackson şarkısı olarak duyurur. Şarkının yayınlanmasından birkaç saat sora da anka'nın açıklaması gelir.

Bu yeni versiyonda vokaller ve nakarat aynı olsa da yeni eklemeler var. Paul Anka, şarkının telif hakkının yüzde 50'si kendisine ait olduğu gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor. 



U2 Konserinden Detaylar


2010'un muhtemelen en çok ses getirecek konseri, 2009'a da damgasını vuruyor. 

22 Ekim 2009 Perşembe

Google da Artık Müzik Piyasasında



Google'dan iTunes'u rahatsız edecek hamle.

Arama motoru devi Google, iLike ve Lala ortaklaşa giriştikleri projede yeni bir online müzik hizmetini başlatacaklar. Söz konusu hizmetin müzisyen ve grupların resimlerinin, albüm kapaklarının, haklarındaki haberlerinin, şarkı sözlerini içereceği ve yine bu hizmet ile albüm satışı da yapılacağı açıklandı.
Warner Music, EMI, Sony Music Entertainment ve Universal Music Group; Google'ın bu hizmetine katılanlar arasında. Hizmetin gelecek hafta devreye girmesi bekleniyor.

REM vs Guantanamo



Gruplar, Guantanamo için harekete geçiyor. Aralarında müzik dünyasından REM, Pearl Jam ve Rage Against The Machine'in bulunduğu bir grup isim Birleşik Devletler başkanı Barrack Obama'nın Guantanamo'yu kapatmak üzere başlattığı kampanyaya destek çağrısında bulundular.

BBC'nin haberine göre bu sanatçılara ilaveten kalabalık bir grup müzisyen hapisanenin kapatılması için bir insiyatif oluşturdular. Pek çok sanatçı bu kampanyayı müziklerinin bir sorgu aracı olarak kullanılmasına itiraz ettikleri için destekliyor.

REM açıklamasında: "30 yıl boyunca barış ve adalet amaçlı hareketleri destekledik. Şimdi öğreniyoruz ki arkadaşlarımızın bazılarının şarkıları onların rıza ve bilgileri olmadan bir işkence aleti olarak kullanılıyor bu korkunç bir şey. Bu anti-Amerikan dönemi" dedi.

Sanatçıların u insiyatifte yer alırken Bono'dan izin alıp almadıkları merak konusu...

21 Ekim 2009 Çarşamba

Prodigy'den Bedava Hamlesi



Prodigy son albümü "Invaders Must Die"ın albüme adını veren şarkısının remixini interneten bedava olarak sunuyor.

Şarkının Liam H Re-amped Versionunu bir haftalığına bugünden başlayarak bedava olarak dinleyicilerine sundu. Şarkı yakında çıkacak olan "Invaders Must Die Deluxe Edition"da da yer almakta. Yakında çıkacak olan bu sette orjinal albüm + üç bonus şarkı ve konser görüntülerinden oluşan bir DVD yer almakta.

Gün geçtikçe bedava verilen şarkılarla alakalı daha çok haber duyacağımızı. düşünüyoruz

Underworld'e Brian Eno Katkısı



Brian Eno ve Underworld işbirliği içerisindeler. Brian Eno, Underworld'ün "Beebop Hurry"de yer alacak. Şarkı yakında çıkacak olan Underworld vs The Misterons'ten derleme albüm olan "Athens"te yer alacak.

Şarkı Eno'nun Luminous Festivali'nde yaptığı deneysel müzik çalışmalarına dayanıyor.

Şarkının kısa bir örneğini de internet üzerinden dinlemek mümkün.

20 Ekim 2009 Salı

Pavement 10 Yıl Sonra Yeniden




Here
adlı şarkıalrıyla "Ay ne samimi indie rock'çı bunlar böyle!" dedirten Pavement, yeniden biraraya geliyor. En son 1999 yılında çıkardıkları Terror Twilight albümlerinden sonra grup olmakla ilgili sorunları olduğu için yollarını ayırmışlardı. Hatta ilginç bir şey; Kasım 1999'da Londra'da verdikleri son konserde vokalist Stephen Malkmus mikrofonuna kelepçe bağlamış ve meraklı gözlerle bakan dinleyicilerine şöyle bir açıklama yapmıştı: "Bu kelepçe, yıllar boyu bir grup olmanın ne demek olduğunu simgeliyor." Çok büyük bir zeka örneği olmasa gerek bu laflardan sonra ayrılacaklarını anlamak.

Her şeye rağmen birbirlerinden ayrı 10 yıl durabiliyorlarmış anlaşılan. Şimdi biraraya gelip yeniden konsere çıkma hazırlığındalar. Pavement-severe müjdemiz olsun.

Addams Ailesi Yasta



Filmler ve televizyonlar için müzik yapan "The Addams Family"nin müziğinin de bestekârı Vic Mizzy hayatını kaybetti.

Sanatçı 1960'larda yaptığı "The Addams Family" şarkısının bestesini yapmış ve hapsikord ile icra etmişti. Bu sayede malî açıdan büyük bir refaha eriştiğini de söyleyen Vic Mizzy, Bel-Air'daki evinde ölü bulundu. 93 yaşındaki sanatçının ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı.

Bu olay üzerine "The Addams Family" yeni bir vintage öğesi olarak karşımıza çıkacak mı merakla bekliyoruz.

Polanski Serbest Kalamıyor


Ünlü yönetmenin başı dertte.

Geri Sayım Başladı! Avaz Avaz Partisi Ghetto'da, 24 Ekim'de!


Bugüne kadar dergimizi ulaştırabildiğimiz kadar çok insana ulaştırdık. Blogumuzu her gün sıkça ziyaret ettiniz, bizi çok mutlu ettiniz. Şimdi tanışma zamanı!

Avaz Avaz ekibi olarak bir lansman partisi düzenliyoruz. Partimiz, 24 Ekim akşamı saat 22.00 itibariyle Ghetto'da olacak. Soaked, Jukebox ve Dj Fresh'nin sahne alacağı gecede çeşitli sürprizler ve eğlenceler de sizleri bekliyor olacak.

facebook event'ini görmek için tıklayınız.

Hepinizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Göz Ardı: Eren Kazım Akay

İşte yepyeni bir bölümle karşınızdayız. Bu bölümde çok yetenekli ve çok iyi işler çıkarmış ama hak ettiği üne ulaşamamış isimleri okuyacaksınız. Bu isimlerin neden daha ünlü olmadıklarını beraber sorgulayacağız, haddimizi aşıp neler yapmaları gerektiğine dair yorumlarda bulunacağız.

Bu bölümün ilk konuğu Eren Kazım Akay. Ezel Akay'ın kardeşi. Sanat dünyasında çok fazla akraba var; yeteneğin genetik olacağına inandıracak kadar çok. Kardeşler, baba-oğullar, ana-kızlar... Yalnız fark ettiniz mi, akrabaların biri hep ön plana çıkıyor hep. Thom Yorke'un kardeşi Andy Yorke iyi bir sese sahip olsa da kalbur üstü bir müzik yapsa da olmuyor, bir türlü ünlenemiyor. Kylie Minogue'un kardeşi Dannii'nin de çok seksi olması ama ablası kadar seksi olamadığı için, daha az ünlü olması gibi. Eşit derecede üne kavuşanlara örnek olarak Noel ve Liam Gallagher geldi aklıma. Gerçi Noel olmasa Liam da olmazdı ya, neyse...

Akay ailesi de bölye, birden fazla sanat adamı çıkarmış durumda. En büyük çocuk, Ezel Akay film sektöründe kendi yerini elde etmişken diğer iki kardeşi de evlerinde boş boş oturmamış, kendi çaplarında müzikle uğraşmışlardır. Ama ne olduysa yıldızı parlayan bir tek büyk çoçuk olmuş. Bu yazının baş kahramanı, Eren Kazım Akay, ortanca kardeş. Az sayıda insan biliyor ama en az ağabeyi kadar ünü hak ediyor.

Eren Kazım Akay, bugüne kadar çeşitli projelerde yer aldı. Ama onun tarafımca ve hayranlarınca tanınmasını sağlayan tek albümü Turkuaz Patlıcan oldu. 2000 çıkışlı bu albümle yollarımız 9 yıl sonra kesişti belki ama albüm, anında tüketmelik değil, arşivlik olduğu için yepyeni bir işmiş gibi göründü gözüme. Gerçi ilk dinlediğimde albüm kulağıma çok yabancı geldi. Nedeni muhtemelen Türkçe sözlerle böyle bir müzik beklemiyor olmamdı. Oysaki tam da Türk popu yapıyordu adam. Ama bunun içinde punk da (sözler özellikle) var, funk da, rock da... Dünyalı melodiler, Türkçe sözlerle harmanlanmış ve sunulmuş. Ve böylece içinde tabii ki de bir arabesklik de barındırır olmuş. Daha ne olsun?

Sonra şahane sayılabilecek şarkıları, başarılı düzenlemeleri, sanatçının kirli vokali gönlümü çaldı.
Turkuaz Patlıcan, Kalan Müzik etiketiyle girmiş piyasaya. Hiç şaşırmadık çünkü bir ara nerede başarılı ama ünsüz isim varsa herkes bu plak şirketine başvuruyordu. Albümün geneli başarılı şarkılarla dolu olsa da benim iki favori şarkım var. Başım Boş ve Hop Hop Hop. İkisinin de sözleri şahane ve yanında çok başarılı melodilere sahipler. (Hop Hop Hop'un klibi az aşağıda.)

Biraz inceleme fırsatı bulanlar, Ezel Akay'ın Neredesin Firuze filminin müziklerinin Eren Kazım Akay'ın ve diğer kardeşi Ender Akay'ın çalışması olduğunu görmüştür. Özellikle Ender Akay'ın düzenlemeleridir o albümü o kadar eğlenceli kılan. Eren Kazım Akay'ın ise albümünde de yer alan Gaip Yol isimli şarkıyı Burcu Güneş seslendirmişti, oldukça başarılıydı.

Neden yeterince üne kavuşmadığını da konuşalım biraz. Anladığım kadarıyla ünlü olmak için pek de hevesli biri değil Eren Kazım Akay. Öyle ki, Roll dergisine verdiği röportajda arkadaşlarıyla çaldığı müzikleri başkaları da dinlesin mantalitesinde olduğunu ifade ediyor. Kendi halinde bir şeyler yapmaya çalışan bu adamın müziği de kendi halinde. İddialı olmamaya çalışılmış belki ama oldukça iddialı bir iş çıkmış ortaya. Ama genelde iyi iş yapan Türk özgün müzik üreticilerindeki düşünce burada da kendini gösteriyor. Ben işimi yaparım, iyi bir işse kıymeti bilinir ve yıllar içinde daha da değerli hale gelir. Doğru bir düşünce mi? Tartışılır. Ama daha fazla insanın biliyor ve seviyor olaması da iyi olabilirdi.

Neyse, Eren Kazım Akay'ın sitesinde yeni albümün çıkacağına dair haberler var. Umarız gerçekleşir ve daha fazla insana ulaşır. Meraklısı için: erenkazimakay.dinozoruz.com


19 Ekim 2009 Pazartesi

Boy George'dan Mapushane Günlükleri



Boy George hapishanede Amy Winehouse için şarkı yazdığını söyledi.
Culture Club'ın eski esas adamı olan George, adam dövmek ve kaçırıp hapsetmek suçlarından yattığı cezaevinden konuştu. Şarkısının adının "Your Pain Makes a Beautiful Sound" olduğunu söyleyen George'un şarkı sözleri ise şu biçimde: "You’re a genius, you’re a car crash/ It’s hard to say what you do best"

İkili daha önce Londra'da KOKO Venue'de tanışmışlardı. "Pek çok şey yazdım seneye yayımlanacaklar" diyen George ekledi: "Günlük ve şarkılar yazdım"

Piyasa söz konusu olduğunda mahkumiyetin bile bir kâr getirdiğini görmek, müzik dünyasında kaybetmenin zorluğunu ortaya koyuyor.

Timbaland: All Stars



Timbaland yeni albümü için iddialı bir ekip topluyor.

24 Ekim'de çıkacak üçüncü solo albümü "Shock Value II"da Timbaland; Chris Brown, Justin Timberlake, Kate Perry'nin yer alacağını açıkladı.

Yeni albümün böyle bir kadro ile çıkacağı düşünülürse ortalığı sarsacağını beklemek hayalcilik olmaz.

Bono'dan Obama'ya Destek




Bono, Obama hakkında konuştu: "Abartılı reklamları hak ediyor".

Obama'nın Nobel Barış Ödülü'nü almasından sonra başlayan tartışma üzerine konuşan Bono, Obama'nın küresel yoksulluğa yönelik fikirlerini "Rebranding America" başlığı altında New York Times için yazdığı yazıda destekledi.

"Görünen Obama bence aynı zamanda gerçek Obama ve bence bu adam abartılı reklamları da hakediyor" diyen Bono, Obama'nın Birleşmiş Milletler'de Eylül ayında yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak: "Eğer sözleri harekete geçmek için bir işaretse Obama barış ve refah için bir güç olabilir" dedi.

Bono'nun kariyerini bu biçimde (George W. Bush, Obama) sürdürdüğü müddetçe Birleşik Devletler başkanları'nın "Best Of"unda olacağı kesin.

Bloc Party'den Kopma Sinyalleri


Bloc Party'nin davulcusu Matt Tong, gruptan ayrılacağına dair dedikoduları doğrulayacak açıklamalarda bulundu.

Esas adam Kele Okereke geçtiğimiz günlerde grubun şu anda devam ettikleri turnenin sonunda kısa süreli bir ara vereceğini söylemişti. Fakat Tong bu ayrılığın sonucunda bir değişikliğin olacağının sinyallerini verdi. "Bloc Party'de çalışan insanlar hakkında suyacağınız son haber olmayacağı kesin, Kele doyumsuz bir işkolik ve yaratıcılık onun içinde olduğu bir durum, yani onun hakkında bir şeyler duymaya devam edeceksiniz bunula beraber Russel (Gitarist) ve Gordon (Basçı) için de aynısı geçerli. Bana gelince, bilemiyorum bir süreliğine başka şeylerle uğraşmayı garip bulmam." dedi.

Bloc Party ve grubun geleceği hakkında haberlerin sıklaşacağı bir "arayı" beklemek en doğrusu olacak.

18 Ekim 2009 Pazar

Mixtape: Parti


Avaz Avaz Lansman Partisi'ni kaçırmayın!  
 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa