6 Ekim 2009 Salı

Editors: In Rainbows Bencillikti



Editors grubunun esas adamı Tom Smith, Radiohead'in devrim sayılabilecek In Rainbows pazarlaması hakkında ses getirecek açıklamalarda bulundu. Gitaristleri Ed O'Brien'ın internetten albüm indirmeye dair sergilediği tutumla grubun bu hareketlerinin çeliştiğini söyleyen Smith albümü "bencil" bulduğunu söyledi.

O'Brien daha önce verdiğimiz haberde yer alan grubun üyesi. Tom Smith, Radiohead'in In Rainbows için "gönlünden ne koparsa" fikri ile grup elemanlarının dahil olduğu oluşum düşünüldüğünde albümü pazarlama biçimlerinin bencillikle açıklanabileceğini söyledi ve ekledi: "Albümün bedava verileceğini söylemeleri hakikaten garip bir durumdu ancak bunun aslında daha büyük bir problemle alakası vardı ve bu da bencillikti"

İnternetin ucuzlaması ile beraber kullanıcı profilinin genişlemesi bu tartışmaların daha çok su kaldıracağını gösteriyor.
Share This
Subscribe Here

10 yorum:

candaş on 6/10/09 10:22 ÖS dedi ki...

bencillik derken?

snw on 6/10/09 10:32 ÖS dedi ki...

Pek açıklamamışlar evet:) ''Editors esas adamı''yla aynı düşüncelere sahip olduğumuzu tahmin ediyorum keza ben aynı hareketi ''samimiyetsiz'' bulmuştum, yazı da döşenmiştim üstüne. 10. sayıda yazı, sanırım o minvalde bir şeyler diyor:)

İpek Burcu Şaşmaz on 6/10/09 10:44 ÖS dedi ki...

adamlar bir adım ileri gitti, biz onlara yetişemedik ve kıskanıyoruz demenin üstü kapalı yolu..

candaş on 6/10/09 10:51 ÖS dedi ki...

"But I think the big artists have a responsibility for the smaller artists, to speak up when things are going wrong."

bu galiba mesele.. büyüklerimiz bizim yerimize de seslerini yükseltsin, havuz sistemi devam etmeli diyorlar :/

snw on 6/10/09 11:41 ÖS dedi ki...

Burcu'ya katılmıyorum.

Daha küçük grupların isyanı yerinde olmasa da tutarlı. Radiohead'in bedava olduğu bir düzende, hiçbir tüketici para vererek müzik dinlemez. Bunu da hesaba katmak gerekiyor.

Kıskanmaktan ziyade, Radiohead'in elindeki yetkinliği kullanış şekline çıkışmışlar belli ki. Çok hassas konu bu.

İpek Burcu Şaşmaz on 7/10/09 12:06 ÖÖ dedi ki...

Ama aslına bakarsanız piyasa bu hale geldiğinde kimse kimseyi düşünmez hale gelmişti çoktan. Radiohead'in müziği zaten çoktan bedava hale gelmişti, Radiohead de bundan faydalanma yolunu buldu. O yüzden Radiohead'in yaptığını bencillik olarak görmüyorum. Hatta oldukça faydalı bir şeydi. Böylece başka şeylerin de yapılabileceğini gösterdi. Bugün çok fazla müzisyen albümden önce internette bir şeyleri kovalama peşinde.

Ayrıca bu piyasa küçük grupların tamamen yararına çalışır hale geldi. Mahalle civarındakilerin dışındakilerin bilmeyeceği gruplar dünyaca üne kavuştular, hem de hiç para harcamadan. Büyük grupların çıkış yolu arayacak cesaretinin olması normal. Editors daha çok orta seviyede bir grup olduğu için arada kalmaış olması söz konusu.

candaş on 7/10/09 1:18 ÖÖ dedi ki...

bunu daha önce de buraya bir yerlere yazdım. radiohead'e gelen ortalama bağış miktarı albümden kazanacakları paradan yüksekti. hatta google'ın desteğiyle hazırlanan klip (house of cards'a aitti galiba) yalnız olmadıklarını gösteriyor.

google (yine google evet) büyük kütüphanelerdeki kitapları tarayarak internet kullanıcılarının hizmetine sunuyor bir yandan da. fikir ürünleriyle ilgili toptan bir değişim var aslında, müzik ve sinema hacimlerinden dolayı bu kadar ön plandalar.

sonuç olarak telif yasasının sınırlarının zorlandığı hatta karşıtlarının piratpartiet örneğinde olduğu gibi siyasette kendine yer bulduğu bir ortamda "şarkılarımızı bedava indirenlerin internetini keselim, abilerimiz destek verirse kesin kestiririz" demek yerine bu büyük değişimi doğru okuyup, kendilerine en uygun hamleyi yapmaları daha uygun sanki. (porcupine tree'nin hamlesi bir alternatif mesela)

Yiğit Arda Türkoğlu on 7/10/09 1:29 ÖÖ dedi ki...

Tam da bu yüzden Radiohead'in bu hamlesini oldukça yerinde bulan insanlardan biri olarak kabul ediyorum kendimi ben. Sonuçta "Free" ve "Price: What You Want" kelimeleri kesinlikle büyüleyiciydi pek çok insan için.

Daha da önemlisi, senin de dediğin gibi bu değişime uyum sağlamak gerek. Pek çok insanın fark ettiği, Seth Godin'in de geçtiğimiz aylarda çok güzel açıkladığı gibi (bkz: http://sethgodin.typepad.com/seths_blog/2009/09/flipping-abundance-and-scarity.html) bir şeyleri verip daha fazlası için ücret talep etmek (bkz: Radiohead'in, In Rainbows'un ikinci kısmını ücretli olarak satışa sunması) bu yöntemlerden birisi olabilir. Yepyeni, "Beleş" temeline dayanan bir dünya var karşımızda ve her gün yeni bir satış / pazarlama modeliyle karşılaşacağız muhtemelen.

snw on 7/10/09 2:25 ÖÖ dedi ki...

Radiohead'in In Rainbows hamlesinin, uzun zamandır -belki 10 yıl- müziğin tüketim biçiminin içine hapsoluduğu belirsizliği tanımladığını düşünüyorum. Radiohead açısından hem maddi hem manevi muazzam getirileri oldu, burasını inkar etmek mümkün değil. Plak şirketlerinin görebileceği herhangi bir işlevi Radiohead zaten halihazırda tek başına görebiliyordu. Bir yandan da müzik üreticileri, müzik tüketicilerinin hiçbir bedel ödemeden müzik tüketebildiğini durmadan inkar ediyordu. Radiohead bu gerçeğin farkına varan ilk grup değildi ama bu gerçeği itiraf edebilen ilk grup olabildi.

Radiohead'in bu hamlesinin getirilerini fark etmek ya da aklın dikte ettiklerinin paralelinde olduğunu görmek ya da bunun yeni bir pazarlama modeli olduğunu sezebilmek için dahi olmak gerekmiyor. Bu durum zaten epey bariz. MySpace'in açılmasıyla herkes müziğini ücretsiz paylaşıyordu zaten tüketiciyle, Radiohead bunu sadece resmiyete döktü.

Kimsenin aklına gelmeyen muazzam bir yenilik yapmaktan ziyade, Radiohead elindeki gücü kullanması gerektiğinin farkına vardı. Geçenlerde DJ Dangermouse da yeni albümünü boş cd olarak yayınladı, ''Alın, siz zaten içini dolduracaksınız.'' tribiyle. Mevzubahis adamın şöhreti yabana atılamayacak kadar kudretli olsa da Radiohead kadar medyatik olabilmeyi becerdiğini söylemek mümkün değil. Tutup başka biri böyle bir şey deneseydi, bir iki hafta konuşulurdu belki, belki birileri de bunun üzerine yorum yapardı ama o 'başka' grubun albümü bir günde milyonlarca download almazdı.

İşe buradan baktığınız zaman, Radiohead hamlesine tapınmak için ortada bir sebep kalmıyor. Bu işin analizi, anlaşılması, yorumlanması, çeşitlendirilmesi farklı işlerdir ve hepsi de gereklidir. Ama ne zaman ''Aman da aman Radiohead müziği serbest bıraktı'' minvalinde bir yorum duysam, içim gıdıklanıyor.

Böyle bir hamleyi Radiohead'den başka kimsenin yapabilmesi zaten mümkün değildi. Radiohead de çok uygun bir zamanda, çok uygun bir hamle yaptı ve işe neresinden bakarsanız bakın(PR, Marketing vesair) muazzam.

Benim mevzudan haberdar olduğum günden beri takıldığım nokta, işin sunuluş biçimi. Radiohead müziğini bedava paylaşmadı, Radiohead takipçilerine kıyak yapmadı, Radiohead kayıttan para kazanılmaması gerektiğini savunmadı, Radiohead tüketici tarafında yer almadı, Radiohead sosyal bir deney de yapmadı bana sorarsanız. Radiohead harikulade bir pazarlama hamlesi yaptı ve şöhreti itibariyle de bu hamle geçerli oldu. Gerçekten de In Rainbows hadisesinden sonra onlarca benzer hamleyle karşılaştık ve hiç birini yeterince kaale almadık; sebeplerinden bahsetmeme gerek var mı?

Thom Yorke'un In Rainbows sonrasında Bono kıvamına gelmesinin konuyla fena halde bağlantılı olduğu kanaatindeyim. O bahsettiğiniz 'küçük mahalle grupları' da iki groupie daha edindi, 5-10 tane de mahalle konseri verdi. Bu yüzden Radiohead hamlesine sanatsal kaygılarla ya da duygu yoğunluyla yaklaşmak, abesle iştigaldir.

Google'ın web kütüphanesi projesi de fena halde değerli olmakla beraber, tehlikelidir. Seneler önce benzer ihtimalleri hayal edebilen adamların edebiyat-kurgu-dünya tarihinde sonsuza kadar konuşulacak işler üretebildiğini de hesaba katınca, Google'ın bu hamlesine '' Aman da yavrum, herkes kitap okusun'' paralelinde yaklaşmam imkansızlaşıyor. İşe arz-talep ve pazarlama açısından yaklaşırsak mevzu ayrı, oturup saatlerce konuşalım ama lütfen etik ve civarından ya da '' I Love Google Earth'' yavanlıklarından uzak duralım. Her şey yerinde güzel.

snw on 7/10/09 2:28 ÖÖ dedi ki...

Editors de fena bir grup değil mesela. Yeni albüm çıkardılar, bu tip çıkışlar da o yüzden. Her oyunun bir kuralı var yani:)

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa