Belli bir kuşağın çocukları olarak hepimiz Disney'in animasyon filmlerini sinemada seyretmişizdir. Özgünlüğü ya da uyarlama kalitesi ile efsaneye dönüşmüş filmlerini (Örnek:Aladdin ve Aslan Kral)dışarıda tutarsak, Disney'in 2-D animasyonlarının aynı hikaye kalıbının farklı atmosferlerde (üstüne Bollywood'u kıskandıracak bir müzikal fetişi oturtularak) tekrar tekrar uygulanmasından öteye gidemediğini görmek çok zor bir iş olmasa gerek. Animasyon devi şirketin zamanında Pixar ile yolunu değiştirmeseydi bugün tahtının ciddi biçimde sarsılmış olacağı ise gayet aşikar. 3-D'nin kendi hegemonyasını ciddi biçimde kurduğu günümüzde 2-D'ye geri dönüş ise (eğer ki geçmişten ders de çıkarılmamışsa) gayet riskli bir hamle. Şu anda yapım aşamasındaki son filme bakılırsa Disney bu hamleyi yapmayı göze alıyor. Meşhur masal The Princess and The Frog, geleneksel Disney formatı ile 25 Kasım'da Amerika'da (ve 11 Aralık'ta dünyada) seyircisiyle buluşacak.
Klasik hikayeyi E.D. Baker'ın The Frog Princess'i ile harmanlayıp 20. yüzyılın başı New Orleans'ına uyarlayan The Princess and The Frog, Maldonia adlı ülkenin prensi Naveen'in bir vudu büyücüsü tarafından lanetlenip kurbağaya dönüşmesini ve kendi halinde bir garson olan Tiana'nın yardımı ile bu laneti kırmaya çalışmasını anlatıyor. Mevzunun içinde New Orleans ve müzikalsever bir animasyon şirketi olunca karşımıza çıkacak tabloyu hayal etmek zor değil. Başarılı olması ise Disney'in kolaya kaçıp eski tarzının karbon kağıtla kopyasını çıkarmayı değil, uyarlama yaptığının bilincinde olmayı seçmesine bağlı. Filmin fragmanı bu konuda çok yol alınmamış gibi gösteriyor; ancak seçilen atmosfer çok özgün bir filme kapı açmalarına da imkan tanımakta.
Fragmanımız aşağıda. Takdir sizin...
2 yorum:
Ben beğendim vallahi..
Çok duygulandım.
Benim sinemaya ilk gidişim Aladdin ile olmuştu. Hey gidi günler..
Yorum Gönder