31 Ekim 2009 Cumartesi

Coco&Igor: Büyük Aşk




20. yüzyıla damgasını vurmuş moda efsanelerinden Coco Chanel’in, tasarım hayatının 100. yılında aynı dönemin en önemli ve yenilikçi bestecilerinden Igor Stravinsky ile ilişkisini konu alan Coco & Igor: Büyük Aşk vizyona girdi. Jan Kaunen’in yönetmenliğini yaptığı, 2009 Cannes Festivali’nin kapanış filmi olarak gösterilen film, Chris Greenhalgh’ın 2002 yılında yazdığı Coco & Igor isimli kitabından uyarlanmış. Filmde, Rus İhtilali’nin ardından Paris’e yerleşen ve müziğindeki farklı duruşuyla yadırganan Stravinsky’nin ailesiyle beraber Chanel tarafından davet edildiği köşkte yaşamaya başlaması ve akabinde ikili arasında gelişen tutkulu ilişki konu ediliyor.



Filmin kurgusu, kompozisyonunu tamamlamakta her ne kadar eksik kalsa da 1920’lerin magazininin, Chanel ve Stravinsky hikayesini dinlemenin meraklısı olduğumuzdan filmin yakaladığı detayların keyfini çıkarmayı tercih ediyoruz.

Filmin başında sanıyoruz ki gözyaşlarıyla sulanmış yolun iki yakasında birbirine kavuşmayı bekleyen Coco ve Igor engelleri aşacak, entrikalardan geçecek, o “Büyük Aşk”ı yaşayacak. Filmin isminin aksine konu edilen ilişkinin bugünün ilişkilerine çok yakın bir tutku oluşu şaşırtmanın yanında filmi kendimize yakın hissettiriyor.

Coco Chanel’in geleneksel kadın profilinden sıyrılmış, bağımsız, cesur ve modern duruşunu hem karakterinde hem de moda çizgisinde kendini gösteriyor. Alışılagelmiş, allı güllü kadın giysilerini bir kenara bıraktığı tasarımlarındaki erkeksi çizgi, siyah, beyaz, sadelik, güç ve asalet bu kadının elinden çıkıyor. Filme dair bayıldığım detay Coco Chanel’i canlandıran Anna Mouglalis’in kıyafetlerinin, Coco Chanel’in gerçek hayatında giymiş olduğu, özel izinle koleksiyonundan alınan kıyafetler oluşu.



Chanel’in bu çizgisi ile Stravinsky’nin “Kuğu Gölü Balesi geleneği”nden uzak sanat anlayışı, karşılıklı hayranlığın doğurup, hakimiyet duyma tutkusunun körelttiği gizli ilişkilerinin zemini oluyor. Bu ilişki Stravinsky’nin her daim destekçi, altı çizilecek denli inançlı, ahlaklı, kendini kocası ve kocasının başarıları üzerinden tanımlayan tipik 19.yüzyıl kadını eşi gibi başarılı bir tezat ile desteklenmiş. Bunun karşısında Igor ve Coco’nun bireyselliklerine verdikleri önem ise 20. yüzyıl yaklaşımını andırıyor.

Coco suçluluk hissetmiyor, sadece sahip olmak istiyor. Bu süreçte Stravinsky daha tutkulu besteler yaparken, Chanel ünlü parfümü No.5’i yaratıyor. “Bir çiçek gibi kokmak istemiyorum. Bir kadın gibi kokmak istiyorum.”

1971 yılında hayatını kaybeden Coco Chanel’in hayatının anlatıldığı diğer film Coco Avant Chanel ise 6 Kasım’da Türkiye’de vizyonda. Evet, Coco’yu merak ediyoruz.

Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa