3 Ekim 2011 Pazartesi

Oradaydık: Dredg

Heyecanı hala kalplerde.

Peşinen söyleyeyim, bu konser için tarafsız bir değerlendirme yapmamın yolu yok. Tamamiyle öznel heyecanımla bürünmüş bir yazı olacak.

Eminim görmüşsünüzdür, Dredg İstanbul Konseri'nin söylentileri yayılmaya başladığından itibaren heyecanla bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. O heyecan geçtiğimiz haftasonu doruk noktasına ulaştı ve henüz geçmiş de değil. 

1 Ekim akşamı geldiğinde sevinçle konser mekanına gittik. Önce Gren'i izledik, yeni şarkıları güzel duyuluyordu gerçekten. Ama Dredg'i bekleyen kulaklar çok da vakıf olamadı Gren müziğine. Yine de Gren'e övgülerimizi sunmak ve sizi kendileriyle yaptığımız röportaja yönlendirmek isteriz. 


Bu arada Refresh the Venue, her gittiğim konserde daha da ufak görünüyor gözüme, neden bilmiyorum. Dredg konseri için küçük bir mekan olduğunu düşünmüştüm ama her şey dozunda ayarlanmış gibi göründü içeri girdiğimizde. Kalabalık da müthiş ağırbaşlı görünüyordu. Dredg sever, kaliteli bir kalabalık. Taşkınlık yok, herkes efendi efendi konseri bekliyor. Tek sıkıntı şarkılarda da fazla sessiz kalmaları oldu. Çok fazla gürültü çıkarmasalar da hayran gözlerle konseri izliyor olmaları fark edilmeyecek şey değildi. 


Ve işte, Dredg sahnede. İlk şarkı: Ode to the Sun. Heyecan boğazımızda. Dredg, harika bir giriş yapmış olmasına rağmen bir sorun vardı: Ses sistemi. İlk dört şarkıda epey sorun oldu bu durum, sonra düzeltildi. Dredg de bunu çok büyük sorun haline getirmediği için tatlı tatlı geçiştirildi bu sorun. Ama sağ taraftaki kolonların ara ara gidiyor olması sabrın sınırlarını zorlamadı değil. Neyse, Dredg vardı sahnede yahu.


Setlist oldukça güzeldi. Kısa geldi ama tabii ki de. Bir de Quotes, Yatahaze da istedi gönül doyumsuzca. Olsun ne yapalım. Bakın işte bunları çaldılar: 


1- Ode to the Sun
2- Same ol' Road
3- Upon Returning
4- Information
5- Not That Simple
6- Whoa is Me

7- Movement V: 90 Hour Sleep
8- Lightswitch
9- Pariah

10- Planting Seeds
11- Of the Room
12- The Thought of Losing You
13- Triangle
14- Lechium
15- Bug Eyes
16- The Canyon Behind Her
17- Down to the Cellar

bis: Hungover on a Tuesday


Bis'te Hungover on a Tuesday çalmaları oldukça şaşırtıcıydı. Ama Rusya'da çaldıklarıyla aynı şarkıları çalmaları, facebook sayfalarında yapılan "Size sürprizlerimiz olacak!" tadında bir açıklama sonucu beklentiye giren dinleyiciyi biraz üzdü. Gerek yok ki ama üzülmeye. Adamlar müthiş çaldılar. Mesela aşağıdaki videoda Movement V: 90 Hour Sleep ve Lightswitch çalıyorlar.




Gavin Hayes'in sesi canlı canlı muhteşem duyuluyor. Hafif şapşal hareketlerle savrula savrula söylemeleri, konser arasında ve sonrasında izleyicilerin yanına inip onlarla tokalaşmaları çok tatlıydı. Basçı Drew Roulette biraz uzaktı seyirciden, gitarist Mark Engles da öyle. Ama yine de gayet olumlu bir iletişimleri vardı, ki o kadar iyi çalıyorlardı ki, daha ne istesin ki insan. Hem zaten bir de davulcuları Dino Campanella var. Dino, sık sık seyircilere baget atarak benzersiz bir iletişim kurdu dinleyicileriyle. Kendisini izlemekse ayrı bir zevkti zaten: Roma heykellerine benzer bir duruş, her biri farklı ritimde çalan kollar ve bacaklar... Bu kusursuz görüntüye takılıp kalmamak mümkün değildi, gerçekten.


Bu da The Thought of Losing You şarkılarının bir bölümü: 




Dredg üyeleri konser sonrasında konser alanına gelip insanlarla güzel güzel muhabbet ettiler, fotoğraf çektirdiler, hatta sonra beraber eğlenmeye bile gittiler. 


Biz ne mi yaptık? Biz konserde mest olduk, ertesi gün de Dredg ile röportaj yaptık. 
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa