İnternetleştiremediklerimizden misiniz?
Dizini bükmeden parmak ucuna değmenin beden eğitimi derslerinde yetenek sayıldığı ülkemizde Acun Ilıcalı televizyon fenomenine dönüşme yolunda bir adım daha atarak Yetenek Sizsiniz yarışmasını ithal etti. İçindeki kelime oyunu üzerinden "Türkiye nereye gidiyor?" endişesini sahtece barındıran bir köşe yazısı basının hala rezervde tuttuğu bir koz olmalı ki henüz bir şikayet duyulmadı. Peki halktan çok halkçı basın "Acun Firarda" programından sonra geliştirdiği alerjisini neden hala ortaya çıkarmadı? İşte bu soruya cevap ararken "Peki Türkiye'de medya nereye gidiyor?" diye sormak lazım. Müsadenizle biz bu soruyu soralım.
Programın konumunu basit bir şekilde özetlemek gerekirse: Posası çıkartılana kadar sıkılacak bir portakal, bu programı anlatmak için en ideal örnek. Medyanın beşiğine ne zamanki ADSL bağlantısı geldi işte o dakikadan itibaren klasik yerleşik düzenin ağır topları bu konuya değinmeyi elzem gördüler. "Facebook bizi ne yapıyor?", "Hayat MSN'den ibaret değil" gibi ucuz "gerçek hayatı sevin" telkinleri bir anda her yanı doldurdu. Sonuç felaketti. Kimse bilgisayarını camdan aşağı atmadı. Bir dönem televizyonumuza karışanlar gibi internete de karışanlar mağlup oldular. Ancak medya bilek güreşinde mağlup olduğu eli daha sonra öpmeyi tercih etti. İşte Yetenek Sizsiniz de tam bu döneme denk geliyor. Medya internetleşerek felaketinden kurtulmaya başlıyor.
Son cümleyi biraz daha açmak gerekiyor. Medya internete taşınmıyor ya da yerini internete bırakmıyor. Onun yerine kendini değiştirerek internete benzer bir içerik üretimine girişiyor. "Acun neden başarılı?" gibi kitap açmadan sosyolojik tespitler yapmaya meraklı kişilerin kaçırdığı da bu. Bu başarı sadece Acun'a ait değil, Acun Ilıcalı'yla beraber medya da başarılı. Çünkü artık internetle elele yürümeye başlayan bir televizyodan bahsediyoruz.
Akıllı TV kanalı gelene kadar Power Türk ve MTV arasında bir tercih yapmak zorunda kalan ve bunu da çoğunlukla "çalan müzikten bağımsız bir klip göstermek" biçiminde değerlendiren işletmelerin bilmediği bir gerçek var. Akıllı TV internetin televizyonda kurduğu elçilik gibi işledi. Bütün mekanlarda Akıllı TV açıkken aslında internet televizyona ne kadar yaraştığını gösteriyordu. Acun Ilıcalı buradaki ışığı doğru biçimde değerlendirdi. Artık Yetenek Sizsiniz televizyon ve internet arası bir inter-media programı oldu. Popstar finalini Hürriyet Gazetesi'nde görmekten çok daha fazlasıydı bu.
Sihirbaz Aref, Bilal Güngören, dans grupları ve mesaj kaygılı gösterimler. Yetenek Sizsiniz katılımcılarından bir tablo çıkartıp "işte bu adamlar olmasa bu program tutmazdı" demek en kibar tabiriyle yüzeysellik olur. Aref'in Chris Angel uyarlaması olduğunu görmekse mantıklı bir önerme. Sonuç itibariyle Yetenek Sizsiniz; interneti ayağımıza getiren TTNET'e inat, interneti televizyonumuza getiriyor. Programın artık Türkiye'de medyanın şov merakının kendisi açısından hayırlı bir icraati olduğunu söylemek mümkün. Bu coğrafyada artık Muhteşem Süleyman'ın tebaası da önüne ülkenin dört bir yanından getirilmiş ilginçlikleri izleme özgürlüğüne sahip. "Muhteşem Yüzyıl ecdada küfrediyor" histerisini bir kenara bıraktığımızda karar vermek size kalıyor. Acaba Muhteşem Yüzyıl; o yüzyıl mı, bu yüzyıl mı?
0 yorum:
Yorum Gönder