Dünya Thom Yorke'a inanmayı sürdürmeli mi?
Radiohead albümleri çıkmadan aylar önce albümden bahsetmeye çok alışkındık.
The King Of Limbs aniden geldi. Plak şirketlerine giydiren açıklamalar, dağılma haberleri, ''hırsızlara ithaf''lar, ''Fiyatını sen belirle!'' tavrı... Hiçbiri eşlik etmedi yeni albümün gelişine: Bir sabah uyandınız ve herkes yine Radiohead'den bahsediyordu.
Halihazırda kimsenin hırsızlardan yakınmaları aylarca dinleyecek hali yoktu zaten. Thom Yorke'un yaratıcı süreç depresyonundan yeni albümün içeriğini tahmin etmek de sıkıcı olacaktı ve In Rainbows'un iş modeli farklı mecralarda defalarca masaya yatırılalı, ameliyat edileli ve vaka olarak adaptasyona uğrayalı çok olmuştu.
Radiohead kudretindeki hemen hemen herkesin, albüm/yeni materyal lansmanlarından önce özel hayatında değişikliğe gittiği, hamile kaldığı, uyuşturucuyu bıraktığı, barış elçisi ilan edildiği düşünüldüğünde Radiohead'in halen ne kadar değerli bir iletişim platformuna sahiplik ettiğini anlamak kolaylaşıyor.
''Gazete formatında albüm'' frekansına ne kadar ikna olduğumuz tartışılır. Hatta görsel hakkındaki ilk burun kıvırışları bile görmezden gelmek isteyebilirsiniz ancak Thom Yorke ve Radiohead'in her hareketinin anında ''Big Thing'' olduğunu ve iletişimdeki yerinde kırılımların sıkıcılığa yer bırakmadığını itiraf etmek rahatlatıcı olabilir.
Yakın arkadaşlarınız Thom Yorke'un Lotus Flower solo performansından henüz bahsetmediyse ya da Facebook'ta paylaşılan videoları izleyecek fırsatınız olmadıysa, buyurun:
Video tek başına yeterince dikkat çekici ve tırnak içinde enteresan olsa da Thom Yorke'un bu halleri yeni değil. Sağ eliyle kalbine vurarak ritm tuttuğu yerden emin olmak mümkün değil ancak bu ''dans''ın çok benzerini canlı Idioteque performanslarında da görüyorduk.
The King Of Limbs cephesinde durum tam olarak bu : Albümün yaptığı çağrışım, Amnesiac, Hail to the Thief ve Thom Yorke solosu The Eraser. Albüme vereceğiniz tepkinin, bu üç işle ilgili hissettiklerinizle birebir bağlantılı olacağını söyleyebilirim.
Lotus Flower, Radiohead usulü 'hit' olabilecek albümdeki tek parça, bu yüzden videonun Lotus Flower'a çekilmesi şaşırtıcı değil.
Bloom, The Eraser rahatsızlığında elektronikleri, üstü yine ısrarla karalanan piyanosu ve yine Radiohead'in genellikle sona yakıştırdığı yaylılarıyla tanıdık reflekslerin yerinde / homojen bir karışımı.
Little By Little, Hail To the Thief hipnotikliğinde ve ısrarla melodik ve albümün en şaşırtıcı işi. Hail To the Thief süreci sırasında kotarıldığını duymak şaşırtıcı olmazdı.
Feral, sürreal - kararsız - adrenalin dostu - zorlarsanız dans eşlikçisi. Her yeni Radiohead albümü gündüz düşlerinize eşlik etsin beklentisi içindeyseniz, Feral doğru adres.
Codex, Radiohead dinlerken Beatles çağrışımı yaşamanın ne demek olduğunu merak ediyorsanız, sizi ikna edecek parça. Yine The Eraser esintilerinin varlığını yadsımak da zor.
Give up the Ghost, sakin-alabildiğine sakin. Radiohead albümlerinden bir diğer beklenti genellikle göz sulandıran ninnilerdir, Give up the Ghost tam olarak o.
Söyleyeceğim umarım sizi kızdırmaz ama The King Of Limbs, ''kocaman'' bir iş değil. The King Of Limbs daha ziyade rahat, direkt ve belki de ''fundamental'' bir Radiohead işi. Ne içerikte, ne iletişimde In Rainbows patırtısı bulmak mümkün ne de albümün tamamında Hail to the Thief / Kid A kadar büyük bir değişim.
İşin ilginç tarafı, her şey tutarlı: Ani haber olan ve beklendiği tarihten 1 gün önce çıkan bir albüm, anlaşılma derdi olmayan bir albüm görseli ve Thom Yorke'un en kendine has dans figürleriyle dolu bir video. Her yeni Radiohead içeriğinin bizi şaşırtmasını ve sallamasını beklemek, oluşumun bizzat kendisinin yarattığı bir beklenti. Güzel olan, bu beklenti karşılanmadığında bile ''standart'' Radiohead frekansının ne kadar harika olduğunu tekrar fark etmemiz.
Dünya, Radiohead için küçük bir köy. Milyonlarca takipçisiyle '' Haftaya albüm çıkarıyoruz. 1 gün önce de çıkarabiliriz ve albüm görselimizi anlamanız umrumuzda değil.'' frekansında iletişim kuran ve bu şoku takiben, alışıldık formatta bir işi piyasaya süren başka bir müzikal oluşumdan an itibariyle bahsetmek mümkün değil. Bu tavrın yarattığı ''Her an yeni bir materyal de verebiliriz.'' hissiyatı da cabası.
Dünya Thom Yorke'a inanmayı sürdürebilir, her şey yolunda.
.
0 yorum:
Yorum Gönder