12 Şubat 2011 Cumartesi

Oradaydık: Olafur Arnalds

Olafur Arnalds bütün inceliğiyle İstanbul'daydı


Bazen gerçekten de duygusal bir bağ oluşuyor insanın dinlediğiyle. Onlar insanı bir yerlere götürüyor ve orada kalıyor insan. İşte dün akşam bu oldu, Olafur Arnalds, İstanbul dinleyicilerini müziğinin olduğu yere götürdü ve orada bıraktı.

İnsan bu türden dinlediğini konser salonunda yaşayınca her şey bambaşka bir şeye dönüşüyor. O anda başka bir diyara sürüklendiğinizden midir bilinmez, insan ne diyeceğini tam kestiremiyor konser yorumu yaparken.


İzlanda müziğinin en önemli temsilcilerinden biri haline gelen Olafur Arnalds, henüz 24 yaşında ama kendine özgü müziğini ve tarzını oturtmuş durumda. Max Richter ve Sigur Ros gibi İzlandalı müzik adamlarının başka bir boyutu olarak düşünebiliriz. Çok ince detaylarla dinleyicisine bir şeyler veren bir müzik icra ediyor Olafur Arnalds. İşte bu yüzden dün Salon'da müthiş bir sessizlik vardı. Bütün dinleyiciler müthiş bir dikkatle bu genç yeteneğin müziğinin canlı tanıkları oluyordu.


Konser başlangıcı da oldukça sessizdi zaten. Dinleyiciler olabildiğince nezih bir şekilde giriyorlardı salona ve herkes sessiz sedasız, Radiohead dinleyerek bekliyordu konserin başlamasını.

Daha önce gittiğim Salon konserleri ayakta izleyici alıyordu, bu sefer oturmalı bir konserdi. Eh, çok mantıklı. Zira Olafur'u dinleyenlerin kendilerinden geçerken ayakta kalabilmesi epey zor olurdu. Ama diyor insan, keşke bu kadar az insan olmasaydı orada.

Konserden önce yetkili insanlardan birine yazı için fotoğraf çekmem gerektiğinden bahsediyordum ki şöyle bir karşılık aldım "Aslında fotoğraf çemezseniz daha iyi olur çünkü çok sessiz bir konser oluyor, atmosferi bozmamak gerek." (Yazıda gördüğünüz fotoğraflar Ali Güler'e ait). Hem zaten öyle bir giriyor ki insan konserin içine, fotoğraf ya da video çekmek insanın aklına gelmiyordu -ki ben çekene rastlamadım bile.

Olafur Arnalds'a üçü keman, biri çello çalan kadın müzisyenler ile laptop'uyla aralarına katılan teknisyen eşlik etti. Daha çok son albümü ...And They Have Escaped the Weight of Darkness'dan şarkılar çaldılar ama önceki işlerinden de parçalar bulunuyordu. Çeşitli sürprizler vardı konser sırasında. Mesela Fok şarkısınının başında bir çocuk sesi duyuldu, olağanca kırılgan ses tonuyla. Siyah zemin üzerine yansıtılan görseller ise müthiş uyumluydu konserin ambiyansıyla. Teker teker düşen beyaz yapraklar ve iplerinden kurtularak uçuşmaya başlayan kuşların naifliğini Olafur'un müziği eşliğinde izlemek muazzamdı.


Not: Konserden önce Olafur Arnalds ile bir de röportaj yaptık. O da birazdan Avaz Avaz'da ve yakında Açık Radyo'da.
Share This
Subscribe Here

1 yorum:

gri kent sakini on 15/2/11 9:00 ÖÖ dedi ki...

Konsere bilet bulamadığım için gidememiştim çok ama çok üzülmüştüm şimdi yazınızı okuyunca üzüntüm beş kat arttı diyebilirim
ambiansı çok güzel açıklamışsınız çok şanslısınız gerçekten, umarım önümüzdeki yılda burada olur
paylaşımınız için teşekkürler

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa