16 Nisan 2011 Cumartesi

Albüm: Dredg - Chuckles And Mr. Squeezy

Dredg ile karşılaştırmalı tarih çalışmaları


Değişim her zaman dredg'in grup kimliğinin bir parçası oldu. Leitmotif'in çıktığı 1998'den bugüne kadar grup farklı algılara kapılar açmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Her biri aynı zamanda bir prodüktör de olan grup elemanları sayesinde 'şekil-şemail' dahilinde de 'yeni' ve 'çağdaş' olunabileceğinin kanıtı albümler sundular dinleyicilerine.

dredg sürekli olarak evrilirken muhafaza etmeyi başardığı birtakım ögeler aracılığıyla dinleyicileriyle iletişimini sürekli kıldı. Basit, makyajsız ve birkaç katmanlı dredg parçalarında (bkz. Scissor Lock) bile dikkat çeken şey dredg'in 'grup müziği' yaptığı gerçeğiydi. Vokal, gitar, bas ve davulun sürekli uyumu bütün albümlerde korundu. dredg'in sahip olduğu bu organik şema grubun müziğinin dayanak noktası oldu.



dredg'in birkaç haftadır sürekli olarak gerek albümün sanat işçiliğiyle, gerekse de hiçbir albümde yapmadıkları tanıtım seferberliğiyle ve Gorillaz, Kasabian gibi isimlere prodüktörlük yapmış olan Dan The Automator vurgusuyla artık farklı bir kitleye oynadıklarını açık bir biçimde belli ediyordu. dredg'in Chuckles and Mr. Squeezy'deki -eski janrlarına tam anlamıyla bir başkaldırı olan- mekanik sound'u birçok dredg fanının kendilerine sırt çevirmelerine sebep oldu. Bu noktada fanlar bir dargınlık içinde olmakta kısmen haklılar. Yine de albümü bir geçiş albümü olarak görmek istiyor ve kaliteli bir pop albümünden sırf dredg'e ait diye keyif almamak için bir neden göremiyorum. 

Chuckles and Mr. Squeezy -Radiohead'in Kid A'de yaptığına benzer bir şekilde- postmodern dalgayı geçici bir süre için kucaklamak anlamına geliyor. Bu albümle beraber dredg'i dinleyen kitlede radikal değişikler olabilecekse de -bu albüm eğer bir geçiş albümüyse- dredg sonraki albümlerinde daha heterojen bir kitleye hitap edecekmiş gibi duruyor. Albümle alakalı tek sorun dredg'in kimlik bunalımının Radiohead'in elektronik müziğin sınırlarını zorlaması gibi deneysellikle değil, birtakım noktalarda 'sıradanlaşmakla' eş anlamlı olması.



Öncelikle 'dark pop' nedir biraz onun üzerinde durmak gerekiyor. dredg literatüründe pop müzik yapmak, müziğin atmosferik yönünü minimuma indirgemek ve mekanik bir müzik yapmak anlamına geliyor. Bu durum birçok yönüyle dredg'in eski kimliğine antitez olarak görülebilir. Yıkım için bir gereklilik olan 'antitez' albümdeki kimi şarkılar da fazlasıyla zorlama duruyor. Yazım sürecinden itibaren 'pop' olma idealini taşıyan parçalar (Sun Goes Down, Where I'll End Up) oldukça doğal tınlarken kimi parçalar (özellikle Down Without a Fight) ise sonradan 'basitleştirme' işlemine tutuldukları ve gereksiz sample'larla süslenmeye çalışıldıkları apaçık ortada olduğu için oldukça yapay bir hava yaratıyorlar dinleyende.

Basitleşmenin ayrıntısına girecek olursak bu noktada ilk değinilmesi gereken şey davullar. Davulların elektronik müzik gruplarından alışık olduğumuz 'drum machine'lerden pek bir farkı olduğunu söylemek mümkün değil. dredg'in müziğinin her zaman aktif bir ögesi davullar müziği şekillendirme de daha çekinik bir konuma sahip albüm boyunca. Ve bu durum can sıkıcı olabiliyor.



Herhangi bir dredg şarkısını dinlerken müziğin dört bir yanınızı çevrelediği hissine sahip olmamızı sağlayan, post-rock gruplarını fazlasıyla andıran tremolo gitarları da albüm de duymak güç . Gitarların da aynı davullar gibi bilinçli olarak geri plana itildiği göze çarpıyor. Hatta gitarların sesinin kısılması gibi bir durumda söz konusu (Somebody is Laughing).

Gitar ve davulun yarattığı boşluğu sıradan bir pop grubundan bekleneceği üzere vokaller, baslar ve bazı şarkılarda sample'lar dolduruyor (Down Without a Fight, Another Tribe). Müziğin içinde varolan hiyerarşi hiçbir dredg albümünde olmadığı kadar açık biçimde vokal ve bas lehine vücut buluyor. Hiyerarşi, şarkıların kendi içindeki bütünselliğine bir darbe vuruyor maalesef.



Alışık olduğumuz dredg sound'una kısmen yakın işler The Ornament, Somebody is Laughing ve The Thought Of Losing You albümdeki favorilerim oldu. Tam anlamıyla popun hakkını verebilen Sun Goes Down, Radiohead'e göz kırpan The Tent ve Beach Boys'u aratmayan Where I'll End Up ise albümün diğer medar-ı iftiharları. 

Chuckles And Mr. Squeezy salt dredg bağlamından ayrı düşünüldüğünde oldukça tatmin edici bir albüm. Yine de uzun süredir dredg dinleyen bünyelerin ister istemez albümü eski dredg işleriyle karşılaştırmaya meyilli oldukları da yadsınamaz bir gerçek.

Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa