7 Nisan 2011 Perşembe

Densiz Öznel: Tinariwen


Libya demişken bizim de söyleyeceklerimiz var


Çölde Çay filmi; Teoman'ın iki yabancı şarkısına klip çekmesinden sonra, bütün "sosyal-Teoman dinleyicisi" gençliğini harekete geçirdi. Filmi; şarkı ile gündeme gelmesinden çok daha önce izlemiş olmak asgarî kültür düzeyi seçildi. Her akım gibi bazı çelişkiler ve ihmaller de barındırıyordu bu Çölde Çay modası. Şapka kanunundan sonra; sokağa çıkmak için şapka almak zorunda kalan bazı erkeklerin, farkında olmadan kadın şapkası almalarından sonra kendilerini medeni hissetmeleri gibi; Çölde Çay'ın aslında film değil, bir kitap olduğunu bilmeyen insanlar "İki Yabancı" şarkısının yeterlilik sınavını geçmiş hissediyorlardı.

Blues müziğinin Janis Joplin ve Jimi Hendrix'le başlayıp bittiğine dair bir başka yanılgı da aynı kitleyi etkisi altına almıştır. Karizmatik idollerin tesirini üzerilerinde hissetmeden "insanlar sevmiş ben de geri kalmayayım" düşüncesi ile hareket edenler çoğunlukla; Blues müziğini de kaygısız yaşantılarına fon müziği seçerler. Akımlar etkilerini yitirdikten sonra, bünyelerinde taşıdıkları çelişkilerle eleştirilirler. Ölüsüne saygı gösterilecektir ancak, o esnada zayıf olana tekme atmak güçlülerin üzerlerine bir farzdır.

Ülke bayraklarının ufak kartlar halinde sporcu kartları gibi satıldığı bir dönemde çocuk olanlar pek çok ülke bayrağını atlasın arka sayfasında bakmadan çizebilir. Bu kartlar arasında Güney Kıbrıs bayrağı yer almasa da, Vatikan'dan Gürcistan'a pek çok ülke hakkında az çok birkaç bilgi kafalara kazınmıştır. Libya, bu ülkeler arasında, yeşil renkten ibaret bayrağı ile en dikkat çekici ülkeler arasındaydı. Libya; Necmettin Erbakan'ın yaptığı ziyaret diplomatik krizle sonuçlandıktan sonra, uzun yıllar boyu gündemimize sadece Kaddafi'nin oğlunun futbol merakı ile girebildi. Derken olan oldu ve iç savaş patlak verdi. Tarihe ne savaşı olarak geçeceği belirsiz bir mücadele olarak gündemimize girdi.



Kaddafi henüz tarihe karışmadı ve tarihçilerin de bu konuda çok hevesli oldukları söylenemez. Libya'nın Türkiye ile olan bağları şimdilik daha ilgi çekici bir malzeme olarak görünüyor. Tinariwen dinledikten sonraysa Libya'nın ve Tuareg kabilesinin hayatınıza, çıkmamak üzere gireceğinden emin olabilirsiniz. Grubun artık çiğnenmekten sakız olmuş hikayeler arasında ilgi çekiciliğini kaybetmiş görünmesi muhtemel hikayesi ise şöyle: Libya'da Maliye karşı gerilla mücadelesi veren Tuaregler'in yaşadığı bir kampta tanışan grup elemanları 1982 yılında Tinariwen'i kuruyorlar. Tuaregler'i Dünya; bağımsızlık mücadelelerinden çok, Discovery Channel'daki jeneriklerde mavi çarşafa bürünmüş halk olmaları ile tanıyor. Çölde Çay'ın; Sahra'da geçen son kısımlarında anlatılan ve kitaba İtalyanca'daki dolayısı ile Türkçe'deki kitap adını veren çay içme sahnesinde, çay ikramını yapan bedevi Tauregler'e mensuptur.


Tinariwen gerillalar denildiğinde akla gelen "rage" tarzı müzikten bağımsız, etnik öğeleri yardımcı olarak kullanan bir müzik yapıyor: Desert Blues. Üç dakikadan uzun kayıt yapamadığı için bestelerini hep çabuk bitirmek durumunda kalmış Blues'cu bir başka hikayenin kahramanı. Ancak Tinariwen'in yirmi yılı aşkın müzik hayatında sadece üç stüdyo albümü barındırması da, Blues'un bir tüketim malzemesinden daha öte, akımlardan bağımsız ve mülkiyetin varlığı ile yaşıt yapısını ispatlar nitelikte. Tinariwen şarkılarında geçen "kültür-sanat" öğelerini toplayamayacağınız; tarzını, verdiği duyguları hissetmeden taklit edecek kadar cüretkar insanları göremeyeceğiniz bir müzik yapıyor. Aldhechen Manin ile dinlemeye başlamanızı tavsiye ederim.
Share This
Subscribe Here

0 yorum:

 
Avaz Avaz Dergisi

izliyorlardı

Avaz Avaz Copyright © 2011 BeMagazine Blogger Template is Designed by Blogger Template
In Collaboration with fifa